“Şiir yazmak insanın yaratılışında var olan bir unsur. Bence bu, Allah’ın bazı insanlara nasip ettiği bir özellik. Fakat bunu geliştirmek kişiye kalmış bir meseledir. Şair doğulur, fakat iyi bir şair çok okumayla ve çok karalamalarla olunabileceğini düşünüyorum. Allah’ın verdiği bu yeteneğin boşa harcanmamasının çok çalışıp geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.” diyor genç şair Sevgül Zümre.

O da küçük yaşlarından itibaren şiir yazmaya merak sarmış ve tüm duygularını, hissettiklerini kâğıda dökmeye devam ediyor. Kendisiyle, şiir ve şairliği üzerine konuşma fırsatı yakaladık. Genç şair Sevgül Zümre ile yaptığımız konuşmamızı olduğu gibi aktarıyoruz.   

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?
“5 Aralık 1995 yılında, İskeçe’nin ücra köylerinden biri olan İsmail Mahalle’de dünyaya geldim. Kız çocuğu olmam hasebiyle daha iyi koşullarda eğitim almamı isteyen babam 7 yaşında Kireççiler köyüne taşınmamızı sağladı. İlköğrenimimi orada tamamladım. Orta ve Lise öğrenimimi İskeçe Muzaffer Salihoğlu Azınlık Orta Okulu ve Lisesi’nde tamamladım. Edebiyata olan ilgimden dolayı Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümüne 2013 yılında kaydımı yaptırdım. 2017 yılında da başarılı bir şekilde bölümümden mezun olup ardından Türk Dili alanında yüksek lisans eğitimime başladım. Şu anda da ders aşamamı bitirip tez aşamasına geçmiş bulunmaktayım.”

Şiire ve şiir yazmaya merakınız nasıl ve ne zaman başladı? İlk şiirinizi ne zaman yazdınız?
“Şiire olan merakım, daha ilkokuldayken başlamıştı. Şiirleri ezberleyip okumaktan ve onlar üzerinde hayal kurmaktan oldukça zevk alırdım. Şiir benim için bir merak değil; ekmek gibi, su gibi vücudumun değil de ruhumun ihtiyaç duyduğu bir besin. Acılarımı diğer insanların anlayamayacağını düşündüğüm ve satırlara sığınmam gerektiğini anladığım anda yazmaya başladım. Küçük yaşlarda ikişer satır şeklinde başlayan şiirlerim daha sonra kıtalar ve sayfalar şeklinde gelişim gösterdi. İlk şiirimi orta öğrenimimi gördüğüm sıralarda 13-14 yaşlarında yazdım.”

Şiirlerinizi yazarken nelerden ilham alıyorsunuz ve nasıl bir ruh halinde yazıyorsunuz?
“Yaşadığım acılar benim ilham konularım. Şiir yazmak için ya çok büyük bir acı yaşamalısınız, ya aşık olmalısınız, ya da dava insanı olmalısınız. Acılar, insanı şiire daha çok yaklaştırır. İçinizde barındırdığınız fırtınayı kâğıtla, kalemle dindirebilirsiniz. En azından ben öyle düşünenlerdenim. Şiirlere daha çok üzgün olduğum zamanlarda sığınırım.”

En sevdiğiniz şairler kimlerdir? Esinlendiğiniz şairler var mı?
Bütün şairlerin şiirlerini okur ve hepsine hayranlık beslerim. Necip Fazıl’dan Nazım Hikmet’e kadar birçok şairi sevdiğimi söyleyebilirim. Başta İstiklal Marşı yazarımız değerli üstat Mehmet Akif Ersoy olmak üzere Necip Fazıl, Nazım Hikmet gibi dava peşinde koşan şairler son derece ilgimi çekmiştir. Onları kendime daha yakın hissediyorum.”

İlk şiir kitabınız ne zaman yayınlandı? Kitap yayınlamak nasıl bir duygu?
“İlk şiir kitabım 12 Mayıs 2017 yılında yayınlandı. Kitap yazmak benim en büyük hayalimdi. Ben de diğer şairler gibi insanların hayatlarının bir bölümünde onlara şiirlerimle eşlik etmek istiyordum. Çok şükür ki nasip oldu. Son derece heyecan verici bir olay. Bunun dışında bir şeyi başarmanın gururunu yaşadım.” 

Şiirlerinizde ne tür konuları ele alıyorsunuz?
“Çeşitli konuları işlediğimi söyleyebilirim. Dünyanın adaletsizliği ve masum insanlar her zaman içimi acıtan bir yaradır. Bunun için bu iç yarasını şiirime yansıtmaktan kendimi alıkoyamıyorum. Bu tarz konuları daha çok ele alıyorum. Onun dışında şiirlerin var olma sebebi olan aşk, annemi küçük yaşta kaybettiğim için ona duyduğum özlem başlıca kullandığım konular olmuştur.”

Şiir yazmaktaki amacınız nedir?
“Amacım dünyadaki insanlarla gönül mesafesini kapatmak ve onlarla dertdaş olmak. Bir kişinin bile kalbine dokunmak beni amacıma götürür. Ben şiirlerimle dünyaya seslenmek istiyorum. Benden uzakta olan kardeşlerimle arama bir köprü vasıtası olarak, şiirlerimi kullanmayı amaçlıyorum.”

Sonradan şair olunabilir mi yoksa doğuştan gelen bir yetenek midir şiir yazmak?
“Şiir yazmak insanın yaratılışında var olan bir unsur. Bence bu, Allah’ın bazı insanlara nasip ettiği bir özellik. Fakat bunu geliştirmek kişiye kalmış bir meseledir. Şair doğulur, fakat iyi bir şair çok okumayla ve çok karalamalarla olunabileceğini düşünüyorum. Allah’ın verdiği bu yeteneğin boşa harcanmamasının çok çalışıp geliştirilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

Buradan gençlere, özellikle Makedonyalı ve Balkanlı gençlere ne gibi bir mesaj verebilirsiniz?
“Biz Balkanlı gençlerin uyanmaya ve yeteneklerimizin, gücümüzün farkına varmaya ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Artık birlik olup el ele bir şeyler başaracağımıza inanıyorum. Gerek Makedonyalı, gerekse diğer Balkanlı gençler gerçekten de tertemiz pırıl pırıl insanlar, istedikleri an her şeyi başarabilecek kapasitedeler. Tek yapmamız gereken birbirimize kenetlenmek.”

Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
“Son olarak şunları söylemek istiyorum. Hayallerinizden asla vazgeçmeyin, mutlaka birileri sizin elinizden tutacaktır. Ben bu kitabı beni okutan, bana maddi ve manevi destek veren Okutan Anne Projesi sayesinde hayata geçirebildim. Bunun için hedefinizden vazgeçmeyin, en karanlık gününüzde mutlaka o karanlığın içinden bir el uzanacaktır. Tek yapmanız gereken umudunuza sıkı sıkı sarılmak ve çok çalışmak. Yeni Balkan’a sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Umarım bu yolda çok başarılı olur ve biz de severek okumaya devam ederiz.”