Ankara'da “Anadilde Egitim ve Makedonya Türkleri” Paneli Düzenlendi
Merita Mustafa toplantıda yaptığı konuşmada, "Bugün 21 Aralık Makedonya Türkleri kendi Milli bayramını kutluyor. Bugün Makedonya’da Türkçe Eğitim Bayramı. Biz de burada sizlerle Atamızın yattığı yerde Anavatanımın başkentinde Ankara’da bu bayramı kutlamaktayız. Türkçesini yeni bulmuş biri olarak bu bayramı neden kutluyorum ki? Bunun sizde de bir soru uyandırdığını bilirim. O yüzden bu gece kendimden değil, yakın tarihte verilen “Türkçeyi Yaşatma” savaşlarından bahsedip merakınızı gidermeye çalışacağım.
Yörem Plasnitsa. 1996 yılında yerel seçimlerde Belediye hakkını kazanmış olan Plasnitsa. Lisiçani, Preglova, Dvortsi ve Plasnitsa. Buranın Türkleri yıllardır birçok imkânlardan mahrum bırakılmıştır. Yöre Türklerinin mahrum kaldığı imkânların başında Türkçe eğitim gelmektedir. Osmanlı İmparatorluğunun bölgeden çekilmesiyle buranın Türk halkı eğitimini Makedon dili üzerinde yapmak mecburiyetinde kalmıştır. Uzun süre anadilinde eğitimini almayan halk farklı bir etnik unsur gibi gösterilmeye çalışılmış; bazı kesimler tarafından buranın özbeöz Türkleri “Makedon Müslüman” ya da “Torbeş” olarak anılmıştır. Burada yaşayanların Türk örf adet ve geleneklerine bağlılığı ve Türkçeye olan tutkuları, onların Türk olduklarını açıkça göstermektedir.
Yöre halkı bütün zorluklara rağmen tek bir hayal peşindeydi. Hayali, yaşadığı yerde Türklüğü ve var olan Türk kültürünü hak ettiği yerde yüceltmek. Fakat bunları yapmak için önce Türkçeyi öğrenmek gerektiğinin farkındaydı Plasnitsalı Türk halkı. Türkçe savaşı 1947 yılında başladı. Başrolde oradaki Türk halkı ve Manastırlı Kemal öğretmendir. Okullarda Türkçe eğitimi verilmiyor diye evlerde ders vermeye başlayan Kemal öğretmen şiddetli baskılara dayanamayıp görevine son vermek zorunda kaldı. 1989 yılında aynı olay bu sefer baş rolde doğu Makedonya’dan gelen öğretmenlerin cami medresesinde altı ay süren Türkçe eğitimidir. Bu Türkçe eğitim kursu, polis baskılarıyla kapatılmış, burada ders gören öğrenciler bir sene diğer çocuklardan geri kalmıştır. Yine Plasnitsa’da Türkçe yoktu, yine savaş yine aynı yol aynı yolcular vardı.
Bu duruma göz yummayan yöre halkı yine “Türkçe” dedi ve nihayet 2004- 2005 eğitim öğretim yılında Plasnitsa ve Lisiçani okullarında ilk olarak Türkçe birinci sınıflar açıldı. Bu sene her iki okuldan bir asırlık süren savaşın neticesinde ilk defa, ilk okul mezunlarımızı veriyoruz. Unutmamalıyız ki her iki okulda sadece iki öğretmene izin verildi. Öğrenci sayısı ise yaklaşık 80’di. İki değil en az üç öğretene ihtiyaç vardı. Artık Plasnitsalı halk Türkçe eğitim görecekti. Bu düşünceyle gitti ve her gün Makedon müfettişleri tarafından yapılan baskıları umursamadı bile. Bununla yetinmeyip okulun adı da değiştirildi. “Stiv Naumov” adlı Makedonca isim tabelasını kaldırıp resmi törenle iki dilin alfabesiyle yazılan “Mustafa Kemal Atatürk” tabelası asıldı. Bu okulda artık 19 Mayıs bayramı kutlanıyor. Türk alfabesiyle Türkçe öğretiliyor. Buradaki çocuklar her sabah öğretmenleriyle andımızı söylüyor” dedi
İsmail Ali ise yapmış olduğu konuşmada, “Ben burada geleceğe yönelik kaygılarımı ve düşüncelerimi dile getireceğim. Makedonya etnik çizgiler yanı sıra etnik yapılar içinde partizan çizgilerle insanların birbirinden ayrıldığı bir ülkedir. Bundan kaygım uzmanlığınız ya da görevinizin partizanlıkla hükümetin ömrü ile kısıtlı olmasıdır. Makedonya siyasetinde Türklerin bölünmüşlüğü ancak seçimler öncesi koalisyonlarla güç sahibi olabilen Türkleri daha zayıf kılmaktadır. Söylem farklılığı olmayan Türk siyasi partilerinin farklılıkları güç sahibi olabilme ya da olamama durumunda muhalif olması diye tanımlanabilir. Bazılarının çok övdüğü ama alanda Makedon ve Arnavut iki tarafı olan ve diğerlerini yok kabul eden Ohri Çerçeve Anlaşmasına bir diğer sıkıntılı alanımızdır. Ohri Çerçeve Anlaşması hazırlanması ağlamayan çocuğa meme vermezler düşüncesi ile hazırlanmıştır.” ifade etti.
Enis Doko ise konuşmasında, “Türklerin üniversite mezunu olan 1800’ü, yani yüzde 15’i devlette çalışmakta, bu oran ülkedeki çalışanların yüzde 1,3’tür. Bunların dörtte biri eğitimdedir. Yani öğretmendir. Daha vahimi ise eğitim alanındadır ilköğretimden mezun olan 1300 öğrenciden yarısı anadilde eğitim alamıyor. Bunlardan 450’si lise eğitimi alıyor. Bunların da yarısı Türkçe eğitim alabiliyor. Üniversiteye gelindiğinde bu rakam 50’ye düşüyor. 2005 verilerinde 30 yüksek lisanslı 10 doktoralı Türk vardı. Türklerin eğitime devam etmemesinin temelinde gelenekten gelen zanaatkârlık ve babadan oğula geçen meslek taassubu ve eğitime gereken önemi verilmemesidir. İkinci neden ise maddi yetersizliktir. Özellikle Doğu Makedonya’da bu böyledir. Diğer bir neden ise Komünist dönemdeki milli ve dini değerlere yabancılaştırılan “Türk aydını” tiplemesi ile eğitime karşı Türklerin daha mesafeli olmalarıdır” dedi.
Daha sonra soru cevap şeklinde devam eden toplantı sonrasında katılımcılar ile Gagauzya’nın bağımsızlık kutlamalarına katılındı.
- Bu haber 31-12-2012 tarihinde yayınlanmıştır.