Yörüklük-Valandova Türk köylerinde Hıdırellez Kutlamaları
Burcu Aliyi
Valandova-Türk köylerinde Hıdırellez’in gelişi, havanın ve toprağın ısınması, cemrenin düşmesi, çiçeklerin açması ve ekinlerin ekilmeye başlaması ile kabul edilip, hayatın canlanma aşamasının başlamış olduğu düşünülmektedir.
Valandova-Türk köyleri arasında Hıdırellez ile ilgili inanışlarda, baharın gelişi, hastalıklardan arınma, yenilenme, toprağın yeşil örtüsüne bürünmesiyle insanın da yeşillendiği yani sıhhate kavuştuğu, berekete ve şansa ulaştığı vardır; Hızır ve İlyas şeklindeki hali ise pek azdır. Bununla alakalı birkaç rivâyete rastlanmıştır.
Hıdırellez kutlamaları köyden köye değişiklik göstermektedir. Örneğin Çalıklı köyündeki kadınlar Hıdırellez gününe özel gök bide/börek yapmaktadırlar. Bunun yapılışındaki malzemeleri, ovadan, tarla başlarında ve çalılık aralarından toplamaktadırlar. İçeriğinde ısırgan, maçiş denilen bir bitki, pazı, gıcır otu-semiz otu ve değişik yenilebilir bitkiler ile hazırlanmaktadır. 6 km ötesindeki Dedeli köyünde ise süt bidesi/böreği yapılmaktadır. Bu ise Hıdırellez’den iki gün önce konu komşu birbirlerine süt verir, süt paylaştırır ve bununla süt bidesi yapılmaktadır. Bu paylaşım yapıldığında, ineğin, koyunun sütü daha da çoğalacağına, bereketleneceğine inanılmaktadır. Köyler arası mesafenin çok kısa olmasına rağmen birçok değişiklik mevcuttur.
Hıdırellez günü evden süt çıkmama durumu; evden süt çıkarsa o yıl ki bütün bereketin, sütün gideceği anlamına gelmektedir. Hıdırellez gününde güneş doğmadan uyanmak ve konu komşunun birbirini uyandırması, yeşillenmeye gitmek uygulaması da önemlidir. Hıdırellez uykuda karşılanır ise o yıl, hep mahmur ve uykulu geçeceği ve uyuşuk bir yıl oolacağı inancı mevcuttur. Hıdırellez günü iğne tutmama; eğer iğneyle bir iş yapılırsa, yırtık sökük dikilirse yılan ısıracağı, sabun tutulursa sağlığı ve bereketi yıkayacağı, insanın ömrünü azaltacağı inancı mevcuttur.
Hıdırellez günü temizlik yapılmaz, tarlaya gidilmez, ev süpürülmez ve banyo yapılmaz. Hıdırellez’den önce temizliğin bitmiş olması gerekmektedir. Hıdırellez’e tertemiz girmek yöre halkı için büyük önem arz etmektedir.
Valandova Türk köylerinde Hıdırellez sabahı güneş doğmadan uyanıp kıra, dağa veya yeşillik alana gidmek çok önemlidir. Bu uygulamay yeşillenme âdeti derler. Bunun yapılmasının nedeni o yıl yaşanan olumsuzluklardan, hastalıklardan ve fenalıklardan kurtulmaktır. Yeşillenme âdetinden sonra, o alandaki ısırgan otu ve pazı gibi bitkiler koparılıp eve götürülür; bu bitkiler yapıya kapıya asılır. Böylelikle kem göz ve fena ruhların, cazı karının o eve giremeyeceği inancı yaygındır.
Valandova Türk köylerinde küçüğü büyüğü, Hıdırellez’den önce Hıdırellezlik satın alır. Hıdırellezlik demek, o güne özel yeni elbise demektir. Bugünün bir de özel yemeği vardır; Çalıklı ve etrafındaki köylerde gök bide/börek, Dedeli köyü ve etrafında da süt pidesi/böreği yapılmaktadır. Süt pidesinin özelliği ise konu komşununun paylaştığı süt olmasıdır. Tabii bölgede koyun sürüsüne sahip olan ailelere kaaya/kâhya derler; kâhyalar, Hıdırellez’den önce herkese süt dağıtır. Bunun nedeni ise, sütü konu komşuyla paylaştıkça daha çok bereketlenip çoğalacağı inancıdır. Bu börek çeşitleri dışında, kapama/fırında etli pilav, yaprak sarma, baklava önemlidir ve bugüne özel, Hıdırellez’den bir gün önce yapılmaktadır.
Hıdırelez sabahı evlerin yapı kapısının süslendiği gibi yeşillenme âdetini tamamlayıp eve dönen halkın başlarında pazı yapraklarından taçların da olması sağlık ve esenlik göstergesidir. Söğüt dallarından bellere kuşak da yapılmaktadır. Ağaçlarla ilgili bazı uygulamamlar da mevcuttur; dut ağacının ağrıları yuttuğuna, çınar ağacının soyun sopun devamını sağladığı gibi inaışlar da mevcuttur.
İslamiyet öncesi Türk kültüründe ağaçlar, önemli totemler ve sembollerdi. Türkler, doğaya ve çevreye büyük önem verirlerdi ve çeşitli ağaç türlerine kutsallık atfederlerdi. İşte İslamiyet öncesi Türk kültüründe ağaçlarla ilgili bazı önemli totemler:
Çınar Ağacı: Çınar ağacı, Türk kültüründe çok önemli bir yere sahipti. Özellikle yaşlı çınar ağaçları kutsal kabul edilir ve genellikle toplumsal etkinliklerin, törenlerin veya toplantıların yapıldığı mekanlar olarak kullanılırdı. Çınar ağacı, kökleriyle yeraltını, dallarıyla gökyüzünü ve gövdesiyle de insanları temsil ettiği düşünülürdü.
Karaağaç: Karaağaç, Türk mitolojisinde önemli bir yere sahipti. Kökleri derinlere uzandığı için toprak ve yeraltı ile ilişkilendirilirken, dalları gökyüzüne uzandığı için de gökyüzüyle bağlantılıydı. Karaağaç, Türklerin yaşam ağacı olarak kabul ettiği bir türdü.
Kayın Ağacı: Kayın ağacı da Türk kültüründe kutsal kabul edilen ağaçlardan biriydi. Genellikle ormanların koruyucusu olarak görülürdü. Ayrıca kayın ağacının meyvesi olan kayısı, bereket ve zenginliği sembolize ederdi.
Meşe Ağacı: Meşe ağacı, Türk mitolojisinde güç ve dayanıklılığın sembolü olarak kabul edilirdi. Mitolojik inanışa göre, Tanrıça Ana, insanlara bilgi ve hayat vermek için meşe ağacını kullanmıştır.
Erik Ağacı: Erik ağacı, Türk mitolojisinde bereket ve bolluğun sembolü olarak kabul edilirdi. Erik ağacı, bereket ve zenginlik tanrıçası olan Umay ile ilişkilendirilirdi.
Bu ağaçlar, İslamiyet öncesi Türk kültüründe önemli totemler ve sembollerdi. Türkler, doğaya ve doğal yaşama büyük saygı duydukları için çeşitli ağaç türlerini kutsal kabul ederlerdi ve bu ağaçlarla çeşitli mitolojik hikayeler ve ritüeller ilişkilendirilirdi.
Valandova Türk köylerindeki Hıdırellez şenliği iki bölümden oluşmaktadır. Bunun birincisi Hıdırellez’den önceki hazırlıklar, diğeri ise Hıdırellez günü uygulamalarıdır.
Hıdırellez günü Valandova’da yaşayan Hıristiyan halk da bugünü kutlamaktadır. Onların tabirinde bugün ‘Gyurgov Den’dir’. Onlar da yapı kapılarına yeşillikler asmaktadırlar.
Hıdırellez âdetinin bir diğer sembolü de ateştir. Valandova Türkleri arasında pek fazla ateş inancı olmamasına rağmen, büyük baş veya eyrek/mandıra eşiklerinde tütsü yapması amaçlı saman yakılır ve tütsünün üzerinden koyun, keçi veya büyük baş hayvanların geçmesi sağlanmaktadır.
Hıdırellez’in en önemli sembolü akarsu, gül ve ağaçlar üzerinedir. Bunun İslamiyet öncesine ait gelenek ve göreneklerin en bariz göstergesidir diye düşünmekteyiz.
Hıdırellez manisi:
At niyetini yüreğinden çömleğe
Dertlenme olmaz ise bu sene
Dögüdür bu doluverir gelir gene
Hıdırellez cemresi düşsün gönüllere.
- Bu haber 29-04-2024 tarihinde yayınlanmıştır.