Aşure Günü ve Orucu
İslam tarihinde Hz. Peygamber ve Müslümanların tuttukları ilk oruç, aşure orucudur. Cahiliye Dönemi’nde başta Kureyşliler olmak üzere bazı Arap kabileleri de bu orucu tutmaktaydılar. Hatta Peygamber Efendimizin hicretten önce Mekke’de Aşure orucu tuttuğu gibi hicretten sonra Medine’de de bu orucu tuttuğu rivayet edilmiştir.
Efendimiz, Medine’ye geldiğinde Yahudilerin Aşure Günü’nde oruç tuttuklarını görünce onlara bu orucu neden tuttuklarını sormuş. Yahudiler, Allah’ın Musa Peygamber ve İsrâiloğulları’nı bu günde kurtardığını, Musa Peygamber’in o günde şükür maksadıyla oruç tuttuğunu, kendilerinin de bu konuda Hz. Musa’ya uyduklarını söylemişlerdir. Allah Resûlü de, “Biz Musa’ya sizden daha yakınız ve bunu yapmaya daha lâyıkız.” diyerek Müslümanlara Aşure Günü’nde oruç tutmalarını emretmiştir. Fakat Ramazan orucunun farz olmasının ardından Peygamber Efendimiz Müslümanları bu orucu tutma konusunda serbest bırakmıştır.
Ancak Hz. Peygamber, “Ramazan ayından sonra en kıymetli oruç, Allah’ın ayı olan Muharrem ayında tutulan oruçtur.” “Aşure Günü orucunun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah’tan ümit ediyorum.” diyerek de aşure orucunu tutmaya teşvik etmiştir.
- Bu haber 19-09-2018 tarihinde yayınlanmıştır.