Ata Sporumuz At Biniciliği Üsküp’te Yaşatılmaya Çalışılıyor
Tarihte atı ilk evcilleştiren topluluk olan Türkler at sayesinde yeryüzünde hızlı bir şekilde hareket edebilmiş ve geniş coğrafyaları kontrol altına alabilmişlerdir. Atla beraber atlı okçuluk da Türklerin dünyaya miraslarındandır.
Üsküp’te Hipodrom at binicileri için iyi bir imkan sunuyor. Ülkemizde görevli bulunan ve Geleneksel Türk Okçusu olan Selçuk Kürşad Koca’yı at binerken ve ok atarken görüntüleme imkanı bulduk. Haftada bir kez at binmeye geldiğini, atları çok sevdiğini ve atın üzerinde kendisini daha özgür hissettiğini söylemekte.
Türk okçuluğu dünyadaki benzerlerinden farklılık arz etmektedir. Avrupa okçuluğunda üç parmak çekişi varken Türk okçuları tek parmak yani baş parmakla çekiş yapmaktadırlar. Bu da Türk okçularına büyük bir üstünlük sağlamaktadır. Geleneksel Türk okçuluğunun Makedonya’da gelişmesine katkı sağlamak istediğini söyleyen Koca, Türk okçuluğu dünyadaki benzerlerinden farklılık arz etmektedir. Avrupa okçuluğunda üç parmak çekişi varken Türk okçuları tek parmak yani baş parmakla çekiş yapmaktadırlar. Bu da Türk okçularına büyük bir üstünlük sağlamaktadır dedi. At biniciliğinin de vazgeçilmez bir spor dalı olduğundan bahsederek Dünyada serbest at biniciliğinin ve geleneksel Türk okçuluğunun gittikçe yaygınlaşmaya başladığını, Makedonya’nın da bu gelişimden haberdar olması gerektiğini tarihi ve kültürel birikiminin bunu gerekli kıldığını belirtti.
Hun, Gök Türk, Selçuklu, Türk-Moğol ve Osmanlı Devletleri at üzerinde yaşayarak ve savaşarak kurulmuştur. Türkler yaşın (=şimşek) gibi hızlı atlarıyla kolaylıkla fetihler yapar, uzak-yakın ülkeleri ele geçirirlerdi. Ağır zırhlı orduları baskın ve ani saldırılarla şaşkına çevirir, girişimi daima elde bulundurarak düşman saflarını bozar, sonunda da yok etme saldırısını başlatırlardı. Bu durum, zaferin az bir kayıpla kazanılmasını sağlardı. Bundan ötürü Ortaçağ kaynakları, Türk savaşçılarının “kasırga gibi birdenbire görünüp, kuşlar gibi uzaklaştıklarını” şaşkınlıkla tasvir etmişlerdir. Eski Türklerin atlı birlikleri, çağımızın zırhlı birlikleri gücündeydi.
Pupakovski: Biniciliğe İlgi Artıyor
Gazetemize açıklamalarda bulunan “İlinden” binicilik kursunun 45 yıllık eğitmeni Lyupço Pupakovski, binicilik okullarının 1952 yılında açıldığına dikkat çekti. Şu anda 11 atları olduğunu belirten Pupakovski, son yıllarda biniciliğe ilginin arttığını belirtti.
Pupakovski, şu anda Makedonya Atçılık Federasyonunda 7 takımın üye olduğunu ve uluslar arası katılımın sağlandığını söylerken, “Aileler çocuklarını getirip ata bindiriyor. Engelli çocuklar için de at biniciliği terapi olarak kullanılıyor” diye konuştu.
Atlı Terapi Otizmle Mücadelede Kullanılıyor
Türk mitolojisinde atlar insanoğlu yaratılmadan önce yaratılan son hayvan olduğu için insan ruhuna çok yakın bir ruha sahip olduklarından bahsedilir. Atlar gerçekten de insana çok yakın ve duygusal hayvanlardır. Günümüzde otizmle mücadelede at önemli bir yer tutmaktadır. İnsana bağlılığı ve aynı zamanda insan gibi özgürlüğüne düşkünlüğü tezat gibi görünse de büyük bir uyum içerisindedir.
Herkesin ömründe bir kere de olsa ata binmesini tavsiye ederiz. Bunun için hemen yanı başımızda olan hipodrom meraklılarını beklemektedir.
Üsküp’te Hipodrom at binicileri için iyi bir imkan sunuyor. Ülkemizde görevli bulunan ve Geleneksel Türk Okçusu olan Selçuk Kürşad Koca’yı at binerken ve ok atarken görüntüleme imkanı bulduk. Haftada bir kez at binmeye geldiğini, atları çok sevdiğini ve atın üzerinde kendisini daha özgür hissettiğini söylemekte.
Türk okçuluğu dünyadaki benzerlerinden farklılık arz etmektedir. Avrupa okçuluğunda üç parmak çekişi varken Türk okçuları tek parmak yani baş parmakla çekiş yapmaktadırlar. Bu da Türk okçularına büyük bir üstünlük sağlamaktadır. Geleneksel Türk okçuluğunun Makedonya’da gelişmesine katkı sağlamak istediğini söyleyen Koca, Türk okçuluğu dünyadaki benzerlerinden farklılık arz etmektedir. Avrupa okçuluğunda üç parmak çekişi varken Türk okçuları tek parmak yani baş parmakla çekiş yapmaktadırlar. Bu da Türk okçularına büyük bir üstünlük sağlamaktadır dedi. At biniciliğinin de vazgeçilmez bir spor dalı olduğundan bahsederek Dünyada serbest at biniciliğinin ve geleneksel Türk okçuluğunun gittikçe yaygınlaşmaya başladığını, Makedonya’nın da bu gelişimden haberdar olması gerektiğini tarihi ve kültürel birikiminin bunu gerekli kıldığını belirtti.
Hun, Gök Türk, Selçuklu, Türk-Moğol ve Osmanlı Devletleri at üzerinde yaşayarak ve savaşarak kurulmuştur. Türkler yaşın (=şimşek) gibi hızlı atlarıyla kolaylıkla fetihler yapar, uzak-yakın ülkeleri ele geçirirlerdi. Ağır zırhlı orduları baskın ve ani saldırılarla şaşkına çevirir, girişimi daima elde bulundurarak düşman saflarını bozar, sonunda da yok etme saldırısını başlatırlardı. Bu durum, zaferin az bir kayıpla kazanılmasını sağlardı. Bundan ötürü Ortaçağ kaynakları, Türk savaşçılarının “kasırga gibi birdenbire görünüp, kuşlar gibi uzaklaştıklarını” şaşkınlıkla tasvir etmişlerdir. Eski Türklerin atlı birlikleri, çağımızın zırhlı birlikleri gücündeydi.
Pupakovski: Biniciliğe İlgi Artıyor
Gazetemize açıklamalarda bulunan “İlinden” binicilik kursunun 45 yıllık eğitmeni Lyupço Pupakovski, binicilik okullarının 1952 yılında açıldığına dikkat çekti. Şu anda 11 atları olduğunu belirten Pupakovski, son yıllarda biniciliğe ilginin arttığını belirtti.
Pupakovski, şu anda Makedonya Atçılık Federasyonunda 7 takımın üye olduğunu ve uluslar arası katılımın sağlandığını söylerken, “Aileler çocuklarını getirip ata bindiriyor. Engelli çocuklar için de at biniciliği terapi olarak kullanılıyor” diye konuştu.
Atlı Terapi Otizmle Mücadelede Kullanılıyor
Türk mitolojisinde atlar insanoğlu yaratılmadan önce yaratılan son hayvan olduğu için insan ruhuna çok yakın bir ruha sahip olduklarından bahsedilir. Atlar gerçekten de insana çok yakın ve duygusal hayvanlardır. Günümüzde otizmle mücadelede at önemli bir yer tutmaktadır. İnsana bağlılığı ve aynı zamanda insan gibi özgürlüğüne düşkünlüğü tezat gibi görünse de büyük bir uyum içerisindedir.
Herkesin ömründe bir kere de olsa ata binmesini tavsiye ederiz. Bunun için hemen yanı başımızda olan hipodrom meraklılarını beklemektedir.
- Bu haber 03-05-2016 tarihinde yayınlanmıştır.