Kütüphanede Çalışmak, Kitaplara Olan Sevginizi Arttırıyor
İlkokuldan üniversite bitinceye kadar çeşitli zamanlarda öğrencilerin yetişmesinde ve okuma kültürünün oluşmasında, bilimsel ve teknik gelişmeleri takibinde kütüphanelerden oldukça faydalanılmaktadır. Günümüzde her ne kadar teknolojinin ilerlemesiyle kitaplardan ve kütüphanelerden uzaklaşılsa da, bir kitabın yerini elektronik kitapların tutamayacağı apaçık ortada.
Bu sayımızda, kütüphaneci Hülya Bayram ile keyifli bir sohbet gerçekleştirirken, ülkemizdeki kitap okuma alışkanlığı ve kütüphaneler hakkında konuştuk.
Öncelikle okuyucuların sizi ve yaptığınız işi tam olarak anlamaları adına, kendinizi ve işinizi biraz anlatabilir misiniz?
“Ben Hülya Bayram, Üsküp doğumluyum. Eğitimimi Üsküp’te tamamladım. Şu anda Brakya Miladinovci Şehir Kütüphanesi’nde Edebi Eserler Bölümü’nde çalışmaktayım. Kısaca tanıtmam gerekirse eğer, Dünya Edebiyatı eserleri ve aynı zamanda Makedon Edebi eserlerinin bulunduğu bölümde, okuyuculara kitap referanslığı yapmaktayım.”
Kütüphanede çalışmaya nasıl başladınız? Şehir Kütüphanesi’nde çalışmak size nasıl bir deneyim kazandırdı?
“Üniversite eğitimimi Az. Kiril ve Metodiy Üniversitesi Kütüphanecilik Bölümü’nde tamamladım. Diploma tezimi bitirdikten sonra, şehir kütüphanesinde stajyer olarak çalışmaya başladım, daha sonra anlaşmalı işe alındım. Kütüphanede çalışmak, genel manada kitaplara olan sevginizi oldukça arttırıyor. Okul zamanlarında kitaplara karşı olan sevgim çok fazlaydı, fakat kütüphanede çalışmaya başladıktan sonra bu sevgi içimde kat kat arttı. Çalıştığım bölüm olan Edebi Eserler bölümü ise, kendimi edebiyat konusunda geliştirmeme çok yardımcı oldu. Hem Dünya, hem Makedon, hem de Türk Edebiyatı konusunda hayatımda hiçbir zaman ulaşamayacağım deneyimlere ve bilgilere sahip oldum.”
Çalıştığınız işin avantaj ve dezavantajları nedir size göre? Herhangi bir zorluk çekiyor musunuz?
“Her işte olduğu gibi, şu anda çalıştığım işimin de hem avantajlı hem de dezavantajlı yönleri var tabii. Avantajlarından söz etmem gerekirse eğer, işim kitaplar. Bundan daha güzel bir şey olamazdı herhalde. Dezavantajı ise, eski kitaplar çok tozlu olabiliyorlar, arşiv bölümünde kitap düzenlemeleri yaptığımızda çok fazla tozlu kitapla işimiz olabiliyor, bu biraz zorluyor beni fakat yine de çok zor bir durum değil. Başka herhangi bir zorlukla karşılaştığımı söyleyemem.
Kütüphanelerin geleceğini nasıl görüyorsunuz? Her şeyin dijitalleştiği dünyada kütüphaneler varlıklarını nasıl sürdürebilir?
“Doğru söylüyorsunuz, dijital bir dünyada yaşıyoruz, günden güne herşey dijitalleşiyor, fakat kitap okumak, kitabı hissedebilmek, kitabın kokusunu almak, kitap sayfalarını çevirmekten geçmektedir. Kitabı dijital bir ekrandan okumakla, gerçek baskılı kitaptan okumak, onu anlamak sizce aynı mı?”
Ülkemizde veya Üsküp’te kitap okuyanların veya zamanını kütüphanede geçirenlerin sayısı nasıl? Kitap okuma alışkanlığı var mı?
“Kitap okuma alışkanlığı insanımızda maalesef hepimizin bildiği gibi yok. Çok az sayıda bir okuyucu oranına sahipiz milletçe. Umarım bu sayı ilerleyen dönemde artış gösterir. Bu konuya çok fazla kafa yormamız gerekiyor aslında, okumayan bir millet hiçbir zaman başarılı olamaz. Gerekli mecraların bu konuda ellerinden geleni yapıp, daha ilkokulda olan öğrencilerimize kitap okuma alışkanlığını sindirmesi gerekiyor.”
Kitap okumayanlara veya kitap okumaya zaman ayıramayanlara mesajınız nedir?
“Kitap okumayanlara mesajım; kütüphanemizi ziyaret etmeleri, eminim zaman ayırabilecekleri, sevecekleri, ilgilerini çekecek kitapları kütüphanemizde bulabileceklerdir.”
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- Bu haber 07-03-2017 tarihinde yayınlanmıştır.