Her mesleğin ayrı bir özelliği, ayrı bir değeri vardır fakat öğretmenlik mesleği diğer mesleklerden bir kat daha üstündür çünkü anne ve babalar, öğretmenlere en değer verdikleri varlıklarını yani çocuklarını emanet ediyorlar. Öğretmenler ülkemizin geleceğinin mimarları, rol modelleri ve en önemlisi de orası uzak, burası kötü demeden yurdun dört bir yanında en zor koşullarda görev yapıyorlar. Nitekim öğretmen Birsen Mürtezani de uzak-yakın demeden, iyi-kötü diye şikâyet etmeden baş koyduğu bu yolda ilerlemeye and içmiş değerli öğretmenlerimizden biri.   

Kalkandelen’in “Bratstvo Migyeni” ilkokulunda öğretmenlik yapan Birsen Mürtezani, 1978 yılında Kalkandelen’de doğdu. Tıp Meslek Lisesi’ni bitirmesine rağmen çocukları çok sevdiği için Üsküp’te Aziz Kliment Ohridski Fakültesi Pedagoji Bölümü’nü tamamladı. Ve asıl yeni hayat tecrübelerini mezun olduktan sonra kazanmaya başladı.

13 Ekim 1999 tarihinde ilk kez Merkez Jupa’da Türk dilinde eğitim verilmeye başlandı. Orada çalışacak Türk öğretmen yoktu ve çiçeği burnunda genç öğretmen Birsen Mürtezani, bu eksikliği giderecek kişi olacaktı. İlk öğretmenlik mesleğine bu kırsal bölgede başladı ve orada üç yıl çalıştı. Orada çalışmalarının çok zor gittiğini ifade eden Birsen Mürtezani, “Saçımın her telini, oradaki çocuklara Türk dilini öğretmeye feda ettim. Orada çocuklardan aldığım sevgi ve başarıyla bu kutsal mesleğe daha çok bağlandım” dedi.

“Öğrencilerime çok bağlıyım”
Merkez Jupa’da üç yıl çalıştıktan sonra bir yıl Kalkandelen’in kırsal bir köyü olan Urviç köyünde Makedonca eğitim verdi. Şimdi ise 15 yıla yakın Kalkandelen’deki Bratstvo Migyeni ilkokulunda öğretmenlik mesleğini icra ediyor.

Mesleğini, öğrencileri sayesinde daha çok seven öğretmen Birsen Mürtezani, “Öğrencilerime çok bağlıyım. Eğer çocuklar öğretmenini sevmezse çalışmayı da, öğrenmeyi de sevmezler. Sevgiyle bana doğru koşan öğrencilerimi görünce kendimi dünyanın en mutlu insanı olarak hissediyorum” dedi.

Öğrencilerinin eğitimleri için sonsuz mücadele eden öğretmen Birsen Mürtezani, okulda bazı eksikliklerinin olduğunu da dile getirdi. “Okulda derslerin dışında farklı etkinlikler de yapıyoruz. Multikültürel, serbest etkinlikler, vs. Fakat öğrencilerin başarılarını etkileyecek çok eksiklikler var okulda. Okul malzemeleri, öğretici araç-gereçler, kitaplar, kitaplardaki çeviriler gibi eksikliklerimiz var. Türk dilinde çok az sayıda yarışmalar yapılıyor ve yapılan pilot projelerde bizim öğrencilerimiz dahil edilmiyor. Türk pedagoglar, psikologlar yok, seminerler hep diğer dillerde yapılıyor” diyerek bu sorunlara çözüm bulunması gerektiğine dikkat çekti.

“İşime ve çocuklara hayatımı adadım”
Her şeye rağmen mesleğini severek yaptığını söyleyen Birsen Mürtezani, “Bu mesleği yaptığım için çok gururluyum çünkü işime ve çocuklara hayatımı adadım. Benim için en önemli şey; dini, dili, mezhebi, ırkı ne olursa olsun çocuklara “sevmeyi” öğretmektir.

Öğretmen olmak bir cana dokunmaktır, bir sevdadır, her şey olmaktır. Sizin vesilenizle de Merkez Jupa’da çalıştığım yıllarda öğrencilerim geri kalmasın diye bana evlerini açan, kol kanat geren halka buradan teşekkürlerimi iletmek istiyorum” diyerek sözlerini noktaladı.