Susalım mı?
Tüm insanlık bir dönemeç noktasında. Hem ülkemizde, hem anavatanımızda, hem de dünya çapında olagelenler malum. Son derece gergin bir ortam, belirsizliklerle dolu durumlar. Olumsuz hadiseler ve gelişmeler boy gösteriyor. Vaziyet böyleyken sanat kimin umurunda sorusunu ne yazık ki sormaya kadar gelişiyor olaylar. Tüm bu olumsuzlukların hayatımızı etkilemesine rağmen sanat yapan ve sanat için konuşanları canıgönülden kutluyorum! Maneviyatın bir tezahürü olan sanat ve kültürle hemhal olanlar umutvar olmaya yol açıyor kanımca. Sadece bu yolla ortamımızda ve dünya çapında daha büyük kötülüklerin yaşanmasına meydan okumak mümkün. Asil uğraşlara yönelmeyi tetiklemek gerekir. Ne mutlu o babayiğitlere ki böylesi bulanık sularda berrak sanat eserlerine imza atabilmiş olur.
Peki, sanat derken, siyasi ile askeri planda olagelenlerden kendimizi soyutlayalım mı? Asla! Buna benzer bir lüksü kendimize yakıştıramayız. Gelişmeleri yakından takip etmeli. Ama olup bitenleri takip etmekle yetinmemeliyiz, tüm önemli hadiseleri duyurmalı ve karşılarında susmayıp üzerlerinde mümkün olduğunca konuşmalıyız.
Makedonyada’ki iki haber evimiz olan Yeni Balkan ve Timebalkan görevlerini layıkıyla yerine getirerek geçenlerde vuku bulan Türk milletini yakından ilgilendiren bazı çirkin olayları kamuoyuna duyurdu. Ama hangi kamuoyuna – Makedonya’da yaşayan Türklere, yani dar bir çevrede yankı buldu. Oysa bunları daha geniş duyurmalı, ancak anlaşılan bu halâ elde değil. Buna rağmen bir Makedonya Türk kamuoyunun oluşma adımlarının atıldığını gördükçe sevinmemek imkansız. Şimdilik bu sadece internette bile olsa, buna şahitlik etmek son derece memnuniyet verici. Sosyal medyalar vasıtasıyla kamuoyuna kavuştuk gibime geliyor. Makedonya’da tek Türk gazetemiz olan Yeni Balkan’a çok şey borçluyuz.
Sözügeçen çirkin olaylara geçelim. Bir ay kadar önce Prizren’de iki ayrı yerde sokak direklerinde dalgalanan Türk Bayrakları holigan Arnavut gençleri tarafından indirildi. İkinci olay: TC Büyükelçisinin Makedonya Kültür Bakanlığı’na gerçekleştirdiği bir ziyaret sırasında Bakanlık önündeki TC Büyükelçiliği makam arabası üzerindeki Türk bayrakları kimliği belirsiz kişiler tarafından sökülmek istenince, buna karşı koyan araç sürücüsü Orhan Salih fiziksel olarak saldırıya uğrar. Takip edebildiğim kadarıyla birinci olaya Türkiye medyası yer vermezken, ikinci olay karşısında Makedon dilindeki medyalar olduğu gibi, Türkiye medyaları da sustu.
Susmamak ve medyalar derken son derece önemli bir hususa değineyim. Bilindiği üzere Makedonya birkaç aydır çok önemli bir siyasi krizle boğuşuyor. Yani seçimlerden sonra aylar geçmesine rağmen hükümet hala kurulmadı, ayrıntılara girmeye gerek yok. Belirtmek istediğim nokta, Makedonya’nın yaşadığı bu krize Türkiye haberlerinde adeta hiç yer verilmemesi. Dost bir ülkenin takınacağı bir tavır değildir bu.
Susmak büyük Türk milletine asla yakışmaz! Hazreti Ali’nin bir sözüne yer veriyorum: “Haklı olduğun her şeyde korkma, çünkü seni Allah korur”. Susmak altındır derler, ancak aynı zamanda kabul etmek, razı olmak, onaylamaktır. Yaşadığımız bu döngülü zaman sularında susmak, yok olmak demektir! Öyleyken Türkiye haberleri neden bu üç olaydan hiç bahsetmedi? Sansür mü? Kimbilir... “Önemsiz” olduğundan dolayı mı, yoksa Türkiye’nin bazı daha yüksek stratejik çıkarları mı sözkonusu?...
Makedonya Türk kamuoyu bahsettiğim tüm bu olaylara duyarsız kalmadı. Çok güzel bir olgu, hatta güven verici. Makedonyalı bir Türk olduğumdan gurur duydum.
Türk milleti olarak hem yöresel hem küresel ölçekte olup bitenler karşısında daha duyarlı olmamızı arzu etmek hayati bir ihtiyaçtır. Ama duyarlı olmak yetmez, ne pahasına olursa olsun sesimizi de yükseltmeliyiz! Büyük bir millet olmamız bunu gerektirir, en küçüğünden en büyüğüne kadar tüm olumlu-olumsuz hareketlerle ilgilenmemiz ve bunları haykırmamız ulusça kaderimizin bir vazgeçilmezidir. Bunu gerektiren en önemli husus, kendini açıkça belli etmese de, bir varoluş mücadelesi içinde olmamızdır. Medyalardaki yapay gündemin “sinemasına”, yani görünüşüne aldanmayalım, daha geniş bölgedeki oyunların gerçek nihai hedefi şüphesiz güçlü bir Türkiye’nin yükselişini önlemektir.
Makedonya Türkleri olarak halâ yekvücut olmamış küçük bir toplumuz diyebiliriz. Ancak engin bir derya olan Türk dünyasının da önemli bir parçasıyız. Bundandır ki sahip olduğumuz erdem bizi aydınlık geleceğe ulaştıracağından da eminimdir.
Yaşanacak yeni ve farklı bir devrin arefesinde insanlık bocalama durumunda. Trafik işaretleri pek karışık bir kavşak insan karşısına dikilmiş, insanı kolayca yolundan saptırabiliyor. Menziller karmakarışık. Işık peşinde koşanlar için çok zor bir zaman, Tanrı yardımcımız olsun! Teknolojinin verdiği de var, götürdüğü de. Ufukta karanlıklar boy gösteriyor, ne yazık. Yine de karamsar olmamak gibi bir erdem göstermekten vazgeçmek çok yanlış olur.
Türk devleti ve tüm dünya Türkleri etrafında kirli oyunlar oynanırken savunmak için atılan her adımımız meşrudur. Nihai hedefin Türk’ü tarih sahnesinden imha etmek ise, savunma saflarımızı da belirlemeliyiz. En önemli silahlarımızdan biri ise susmamaktır. Yol haritamızı belirlerken pek hassas olan manevi ve maddi gelişme arasındaki dengeyi iyice oturtmalıyız. Bir yandan kültürümüzle tefeyyüz yakalayacağız, diğer yandan maddeten yokolmamızı önlemek için elimizden geleni yapacağız.
Ne kadar iç açıcı olmasa bile tüm olup bitenlerden haberdar olmak kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Gizli ve aşikar gelişmelerden hakiki şekilde farkında olmak ve tedbir ile önlemlerimizi gecikmeden almak için kendi kendimizi de sorgulamak gerekli. Her suçu başkasında aramayalım, biraz da kendimizi sarsıp uyanmak, hikmetli bir adım atmak gerek.
Helal olsun o habercilere ki susmayı kati surette reddediyorlar. Makedonya Türk kamuoyu oluştu-oluşuyor!
- Bu haber 18-04-2017 tarihinde yayınlanmıştır.