TÜRK’ÜN "BİR VE TEKLİĞE" OLAN İNANCI
Herşey “Bir”le, “Tek”le başlar Türk’te... Bir ve Tek. Bir, sayı olarak kullanılarak eksilere ve artılara gider, Tek ise Çiftin karşıtıdır. Türk’ün Biri, çiftin karşıtı olan Tektir. Türk’ün herşeyi “Bir ve Tek”tir.
Türk’te; Doğa birdir, Gök birdir, Tanrı birdir, Kağan birdir, Otağ birdir, İl birdir, Töre biridir ve Eş biridir. Doğa birdir Türk’te; doğada herşey birdir, herşey birbiriyle iç içedir. Yerle gök bir ve bütündür. Gökle yerin iç içeliği, göğün kutluluğu, yeryüzündeki nesneleri de kutlu kılmıştır. Türk’te, doğa ve doğadaki varlıklar; sular, dağlar kutludur. Bu nesneler bu kutluluğu Tanrı’dan almıştır. Doğanın bir ve tekliği Türk’ün diline de yansımış, Türkçe’de dişil, eril, ortal ayrımı yoktur; bütün nesleler ve kavramlar eşittir; özdeş ve birdir. Gök bir ve tektir, bu Türk’ün inancına da yansımış; Türk, göğün tekliği gibi Tanrı’yı da bir ve tek görmüş, inanmıştır. Türk, çadırını, otağını ve camiisinin kubbesini göğe benzeterek yapmıştır. Tanrı birdir Türk’te, Tanrı sözü en eski Türkçe sözlerdendir. Göktürkler çağında yazılmış Orhun Anıtları’nda ‘Tanrı’ sözü geçer. Bu söz yazıtlarda, “Tanrı” biçiminde geçer, -çoğul eki yoktur- bu da Tanrı’nın “Bir”liğini gösterir. Arap seyyah Ibn-i Fadlan Oğuzlar’ın ellerini göğe kaldırıp “Bir Tanrı” diye dua ettikleri yazar. Kağan birdir Türk’te; O, gökte bir Tanrı olduğu gibi yeryüzünde de bir kağanın olmasını istemiştir. Cengiz Han, ‘Gökte bir Tanrı varsa yeryüzünde de bir Hanın olmasını’ buyurmuştur. Otağ birdir Türk’te; o, kağan’ın otağıdır, öbürleri yalnızca çadırdır. Otağ yalnızca kağana aittir. İl biridir Türk’te; Mete Han 26 boydan bir ve tek il yapmıştır. Göktürkler birçok boyu Türk İlinde toplamıştır. Osmanoğulları birçok ırkı, dini ve mezhebi bir ve tek ilde yaşatmıştır. Töre birdir Türk’te; Töre Türk’le birlikte varolmuş, Türk’le birlikte yaşamıştır. Türk’ün Töresi, Türkler’in yer, devlet ve din değiştirmelerine karşın öz niteliklerini yitirmeden yaşamıştır. Bir atasözünde “il gider töre kalır.” yazar. Bu Türk’ün Töresinin kalıcı ve sürekliliğini gösterir. Töresini yitiren Türk, kendisini de yitirmiştir. Eş biridir Türk’te; Türk’te erle kız birdir, bu durumu Türkçe en güzel biçimde gösterir. Türkçe’de eril-dişil-ortal ayrımı yoktur. Türk’ün cinsiyete bakışı aynıdır. Türk’te bey kadar hatun da söz sahibidir. Türk beylerini ayrı tutarsak Türkler, tek eşle evlenmişler; eş kelimesi bunu çok güzel ifade eder.
Türk, çokluğu ve karmaşayı sevmez; O, çokluğu “Bir”e, karmaşayı da yalına ve düzene koymak istemiştir. Türk’e göre gök, yer, doğa düzen içinde; il de, kağan da, töre de, kun(halk) da düzen içinde olmalı. Türk çokluğu beğenmez; O, “Bir Allah’la gelen İslam’ı taplamış(kabul etmiş), Üç İlahla(Teslisle) gelen Hristiyanlığı yansılamıştır(reddetmiştir). Türkler’in çoğu Birli/Tekli(Tevhid) din olan İslam’ı yeğlemiştir. Türk, çokluktan korkmuş; O, çok olan beyleri, boyları, tiginleri, şehzadeleri “bir”e indirmeye çalışmış, bu uğurda birçok bey, tigin, şehzade canını vermiştir. Fatih Sultan Mehmet, devletin birliği için, düzen için ‘kardeş katlini’ kanunlaştırmştır. Türk, dünyayı da bir birlik içine, tek ve bir “düzene” sokmak istemiştir. Oğuz Kağan’ın “Daha Müren...” inancı, İslamiyet’le bu “İlay-ı Kelimetullah”a dönüşmüştür.
Türk, çoklu ve karmaşık inçlara da inanmaz. Türk, karmaşık felsefi ve kelami düşüncelere dalmaz. O, Arı duru, yalın inanca inanır. Türk’ün inacında birlik ve teklik vardır. Türk, varoluşundan beri bir ve tek Tanrı-Allah inancından ayrılmamıştır.
- Bu haber 22-12-2016 tarihinde yayınlanmıştır.