Kurulduğu günden itibaren çok sayıda proje ve faaliyet hayata geçiren İstanbul’daki Kuzey Makedonya Kültür Merkezi, çalışmalarını hız kesmeden sürdürüyor.

Konserler, sergiler, tanıtım programları gibi etkinliklerle önemli bir kitlenin ilgisini çekmeyi başaran Kuzey Makedonya Kültür Merkezi’nin birkaç ay önce görevi sona eren ilk Müdürü Ramadan Ramadani, gazetemize açıklamalarda bulunarak, görevde bulunduğu sürece yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

Ramadani, bu kurumun Makedonya’daki Türk kültürünü Türkiye’de tanıtmak açısından da büyük önem taşıdığını vurguladı. Bunun yanı sıra Türkiye ile Kuzey Makedonya arasındaki kültürel ilişkilerin pekiştirilmesi noktasında kültür merkezinin bir köprü vazifesi güttüğünü de sözlerine ekledi.

‘Makedonya’daki Türk kültürü Türkiye’de tanıtıldı’

İstanbul’daki Kuzey Makedonya Kültür Merkezi’ni kurulma süreci ve yaptığı çalışmalar hakkında bilgi veren Ramadani, “Kuzey Makedonya Kültürü Merkezi, Makedonya’nın resmi bir müessesidir. Kültür merkezi, 2015 yılında hükümet kararıyla kurulmuştur. Kültür merkezi kurma kararı, Türkiye ile Kuzey Makedonya arasında imzalanan kültürel işbirliği anlaşmasının akıbeti olarak ortaya çıkmıştır. İmzalanan anlaşma Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Kuzey Makedonya Cumhuriyeti Meclisi’nde onaylandıktan sonra yürürlüğe girmiştir. Kuruma ilk tayin 2018 yılında gerçekleşti ve ben İstanbul’daki Kuzey Makedonya Kültür Merkezi’nin müdürü olarak görevlendirildim. Hükümet kararıyla 2017 Ağustosu’nda bir geçici görelendirme kararı çıkmıştı. Ancak İstanbul’daki görevime 2018’de başladım ve bir yıl içerisinde Türkiye’deki kurumların desteğiyle bir mekana sahip olduk. Taksim’de Seyran apartmanda bir yer tahsis edildi, gerekli onarım ve hazırlıkları yaptıktan sonra Aralık 2019’de büyük bir açılış yaptık. 4 yıl boyunca da Kuzey Makedonya Kültür Bakanlığının yıllık programını uyguladık. Bu program dışında bizim de fikirlerimiz dahilinde, Türkiye’deki kültürel aktörlerle iş birliği içerisinde çeşitli projeler, faaliyetler ve araştırmalar yaptık. Yani Kültür Bakanlığı’nın programı haricinde uygulayabildiğimiz programlar da oldu. Onların içerisinde belki de en önemlisi Makedonya’daki Türk kültürünün Türkiye’de tanıtılması oldu. Makedonya’daki Türk kurumlarını da tanıttık. Bizim dönemimizde sadece Türk Tiyatrosu vardı, şimdi Türk Kültür merkezi de kuruldu, umarım çalışmarı devam eder ve önümüzdeki dönemde kültür merkezimizde tanıtılır.” ifadelerini kullandı.

‘Merkezimiz iki ülke meclisinden onay alan anlaşma üzerine kurulu bir müessesedir’

Türkiye’deki kurum ve şahısların destekleriyle önemli bir yol kat edildiğini de aktaran Ramadani, “Kuruluşundan bu yana artık kültür merkezinin tüm fonksiyonlarıyla artık oturduğunu söyleyebiliriz.  Tabii hala bazı gereksinimler var, bu gereksinimler de Kuzey Makedonya yetkililerinin ilgisiyle giderebilinecek şeylerdir. Fakat bizim görev yaptığımız kurucu safha çok zor bir dönemdi. Hatta bazen gerekli olan şeyleri kendi imkanlarımızla temin etmeye çalışıyorduk. Fakat burada şunu da belirtmek isterim ki tüm bunlar Türkiye kurumlarının yardımı ve onların misafirperverliği sayesinde mümkün olabildi. Söz kurucu safhaya gelmişken şunu da belirtmekte fayda var, bu müessesemizin kurulması ve yaşatılmasında iki ismin çok büyük katkısı oldu. Birincisi dönemin Kültür Bakanı Dr. Hüsni İsmaili, ki kendisi Türkçe de konuşuyor, onun bakanlığı döneminde merkezin hazırlığını ve açılışını yapabildik. İkinci isim de Üsküplüler olarak kendisiyle gurur duyduğumuz hemşehrimiz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başdanışmanı Sabri Demir beyefendinin yardımıyla ancak bütün prosedürleri aşabildik. Türkiye’ye tayinim yapıldığında, devlet bürokrasisiyle karşılaştık, ki bunun ne kadar zor bir durum olduğu malumunuzdur. Fakat bizim durumumuz daha çetrefilliydi çünkü iki devletin de bürokratik prosedürleriyle uğraşmak zorundaydık. Hukuki olarak kurumumuz çok yüksek bir konumda çünkü her iki ülke meclisi tarafından onaylanan bir anlaşma üzerine kurulmuş bir kuruluş. Ancak uygulamada belli başlı zorluklarla karşılaştık. Bu zorlukları da sayın Başdanışmanı Sabri Demir’in desteğiyle aşabildik ve bu şekilde de kültür merkezi bugün bulunduğu konuma ulaşabildi.” dedi.

‘Ciddi bir sanatsever kitlesine ulaştık’

Makedonya’ya karşı bir ilgi duyulduğunu ifade eden Ramadani, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Görev yaptığımız dönemde ciddi bir sanatsever kitlesine ulaştık. Bunu da hem merkezimizde hem de farklı kurumlarla iş birliğiyle daha büyük alanlarda gerçekleştirdiğimiz sergi ve konser tarzı etkinliklerle başardık. O kitlenin oluşmasında bana göre iki etken var. Birincisi; bizim Türkiye ile bir dost ülke oluşumuz, aynı zamanda küçük ve hakkında fazla bilgi olmayan bir ülke olmamız neticesinde ülkemizin kültürüne karşı duyulan ilgi de belli bir kitle oluşmasına neden oldu. Bizim sanatsever bir kitle oluşturmamızdaki ikinci önemli etken de kuşkusuz Makedonya kökenli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Bilindiği gibi Makedonya’dan Türkiye’ye göç etmiş çok sayıda vatandaş yaşıyor ve onlar bizim ana kitlemizi oluşturdu. Tabii Türkiye’de ‘Vardar, Makedonya, Rumeli’ gibi toponim ve bazı öne çıkan şahsiyetlerin isimleri biliniyordu ancak bütün o bilinen toponimlerin Makedonya’da oluşu bizim ülkeyi temsil etmemiz açısından büyük bir zenginlik oluşturuyordu. Yani Kocacık’tan başlayarak ‘Şar Dağı neresi?’ efendim ‘Yandi Kumanova tutuşti Preşova, Üsküp’ün içinde…’ gibi şarkı sözlerinden tutun romanlara kadar orada bizlerin analatabileceği bir Makedonya kültürü oluştu.”

‘Bedi İbrahim’in sergisi etkili izlenimler bıraktı’

Görev süresince değerli etkinlikler düzenlediklerini söyleyen Ramadani, “Ağırlıklı olarak Kültür Bakanlığı’nın programını uyguladık. Böyle kültürel bir yelpaze biçiminde anlatacak olursak da konser düzenledik. Çoğunluğu klasik müzik konserleri olmak üzere folklor konserleri de sunduk. Konserler dışında sergiler açtık. Makedonyalı sanatçıların eserlerini sergildik. Bu sergilerden birkaçının İstanbuL’da yankı uyandırdığını, büyük ilgi gördüğünü söyleyebilirim. Burada ayrıca gururla söyleyebileceğimiz Makedonyalı sanatçımız Bedi İbrahim’in İstanbul’da açılan resim sergisiydi. Gerçekten o sergi resim severlerlerde çok etkili izlenimler bıraktı. Benim başlıca hedeflerimden biri de Kuzey Makedonya’daki Türklerin, Türk kültürünün bir parçası olduğunu anlatmaktı. Bu noktada birtakım projeler hayata geçirdik. Örneğin Yörük Türkleriyle ilgili orada daimi bir sergi açtık. Kuzey Makedonya’da çıkan Türkçe yayınları da tanıttık. Tabii burada Yeni Balkan Yayınevi bunlardan birisiydi. Aynı zamanda tarih boyunca da bu bölgede çıkan Sesler Dergisi ve Birlik Gazetesi gibi yayınları da anlattık. İnşallah ileride bu tanıtımlar devam eder. Makedonya’daki Türk kültürünün, bütün dünyadaki Türk kültürünün bir parçası olduğu gerçeği Türkiye Cumhuriyeti’nde az bilinen bir gerçek. O bakımdan başta devletimiz daha sonra da Makedonya Türklerine kendilerini daha fazla tanıtma görevi düşüyor.” sözlerini sarf etti.

‘Kendi küçük ama kalbi büyük bir ülkeyiz’

Makedonya kurumlarının, Türk kurumlarının deneyiminden faydalanabileceğini de kaydeden Ramadani, “Biz kurum olarak Türkiye ile Kuzey Makedonya arasındaki ilişkilerin pekiştirilmesinde ön ayak olduğumuzu düşünüyorum. Ayrıca Makedonya ve Türkiye kurumları arasındaki kültürel işbirlikleri noktasında bazı ilklere imza attık. İnşallah bunlar devam eder. Tabii burada her iki ülke tarafından gösterilen ilgi de ilişkilerin pekiştirilmesi açısından büyük önem taşıyor. Türk kurumlarının Makedonya’ya sürekli ilgi göstermeleri, Makedonya kurumlarının destek alması, tecrübe edinmesi açısından önemli bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Bizim de Türkiye’ye gösterebilecek kültürler unsurlara sahip olduğumuz kanaatindeyim. Türkçede bir deyim var ‘Kendi küçük ama kalbi büyük’ diye, Makedonya da öyle, Türkiye’ye nazaran küçük bir ülke ama kültür bakımından kalbi büyük bir ülkedir. İlerde çok büyük fırsatlar doğar ve işbirliğimiz devam eder” diye konuştu.

Ramadan Ramadani, hükümetin 13 Şubat 2024 tarihinde aldığı kararla Ulusal Uyum Koordinatörlüğü görevine tayin edildi.