“Kadınların Önüne Engeller Koymak, Güneşin Önüne Bulutu Getirmek Gibidir”
Bu haftaki sayımızda, yine kendini kariyere adayan ve kadınların her daim çalışmalarına sonsuz destek olan biriyle güzel bir konuşma gerçekleştirdik. Türkiye’de eğitim almasına rağmen yine kendi memleketine dönmeyi tercih eden ve hayalleri doğrultusunda, biraz uğraşsa da, istediği iş ve pozisyonda olan Sümeyye Bekiri, çalışma azmini bizlere anlattı.
Sümeyye Bekiri, 1986 Kalkandelen doğumlu. İlkokul ve liseyi Kalkandelen’de okudu. Üniversite eğitimi için Ankara’ya gitti. Orada TOBB ETÜ’de Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. Sonra tekrar Makedonya’ya dönerek, Kalkandelen Güney Doğu Avrupa Üniversitesi (SEEU)’nde diplomasi alanında yüksek lisans yaptı. Şimdi ise tez aşamasında ve aynı zamanda Kalkandelen Belediyesi’nde çalışıyor.
Üniversite serüvenini bizlere anlatan Sümeyye Hanım, “2011 yılında Türkiye’de TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Uluslararası İlişkiler bölümünde lisans eğitimimi tamamladıktan sonra, hocalarımın Türkiye’de kalıp yüksek lisans yapmamı ve beraber araştırmalar yapmamızı tavsiye etmelerine rağmen, Makedonya’ya geri dönmeye karar verdim çünkü o zaman hedefim iş hayatına atılmaktı. Fakat ülkeme döndükten sonra işe başlamam umduğum kadar kolay olmadı. Üç yıl gibi bir süre beklemem gerekti. Bekleme sürecinde gerek boş durmamak için, gerekse diplomasiye olan ilgimden dolayı bu alanda yüksek lisans yapmaya karar verdim ve yaşadığım şehir olan Kalkandelen’de bulunan Güney Doğu Avrupa (SEEU) Üniversitesi’ne kaydoldum.”
Tez konumu, uluslararası ilişkiler bakış açısıyla değerlendiriyorum
“Tüm derslerimi ve sınavlarımı tamamladıktan sonra sıra tez aşamasına geldi. Bu konuda bayağı bocaladım. Malum, tez konusunda karar kılmak oldukça özen istiyor. Ayrıca seçeceğim konu hakkında yeterli derecede literatür çalışmasının olup olmadığı da tez konusu seçiminde oldukça önem arz etmektedir. Danışman hocamın yardımlarıyla kendi açımdan güzel bir konu seçtiğimi düşünüyorum. Konunun başlığı “Yumuşak Güç Olarak Din”. Konuyu, uluslararası ilişkiler bakış açısıyla değerlendirmeye çalışıyorum. Amacım, alanımın dışına çıkmamak. Uluslararası ilişkiler ile ilgili olan kişiler, yumuşak güç kavramının uluslararası ilişkiler disiplininde son yıllarda önemli bir popülarite kazandı. Uluslararası ilişkiler disiplini bir başka konuda daha çoğalan çalışmalara tanık oldu ki, bu konu din konusudur. Birçok akademisyen dinin yaygın bir canlanma yaşadığını ve insan hayatının birçok alanında önemli yankılara yol açmakta olduğunu belirttiler. Fakat, oldukça az sayıdaki çalışma, yumuşak güç kavramı ile dini bir arada ele aldı. Bundan dolayı bu çalışma bahsi geçen alandaki eksikliği gidererek, uluslararası ilişkiler disiplinine katkıda bulunmaya yönelik bir adım olarak görülmelidir. Dinsel yumuşak gücün farklılığı onun herhangi bir şekilde zora başvurmadan din yoluyla başkalarını cezbedebilmek veya yanına çekebilmekten kaynaklanıyor. Bu nedenle dinsel yumuşak güç, din yoluyla edinilen iyi bir imaja sahip olmak ile yakından alakalıdır. Bu çalışma devletler ve devlet dışı aktörler tarafından dinsel yumuşak gücün nasıl elde edilip kullanıldığını analiz etmektedir. Bu aktörler, dini çekici bir biçimde kullanarak diğerlerinin kalbini ve aklını kazanma kabiliyetine sahiptirler. “
Ülkemde iş bulma sürecim benim için çok sancılı geçti
2014 yılından bu yana iş hayatında olduğunu söyleyen Bekiri, “Mezun olduğum üniversite olan TOBB ETÜ’de, her öğrenim yılı güz, bahar ve yaz olmak üzere, “Ortak Eğitim” başlığı altında üç eşit parçaya bölünmüştür. Türkiye’de başka hiçbir üniversitede uygulanmayan bu farklı dönem düzeninin amacı, öğrencilerine lisans derecelerini almadan önce elde edecekleri iş deneyiminin süresini artırmaktır. TOBB ETÜ’de öğrenciler 4 yıllık öğrenim sürelerini verimli kullanır, akranlarından daha az tatil yapar, daha çok çalışır. Ayrıca, Ankara’da bulunduğum yıllar boyunca çeşitli kurumlarda tercüman olarak çalışma fırsatım oldu. Bunun da bana çok büyük bir katkısı oldu. Bu sayede yeni insanlarla tanışma fırsatım oluyordu ayrıca çalışma hayatı hakkında tecrübe kazanmakla kalmıyor, kendime ek gelir sağlıyordum.
Daha önce belirttiğim gibi mezun olduktan sonra büyük ümitlerle döndüğüm ülkemde ne yazık ki iş bulma süreci benim için çok sancılı geçti. Bugün yaşadığımız ülke genelinin sorunu ne yazık ki işsizlik. Mezun olduktan dört yıl sonra işe girme imkânına sahip oldum. Büyük fedakârlıklar yapıp kendimi en güzel şekilde yetiştirmeye çalışmak ve tüm bunların karşılığını alamamak o dönemlerde yaşımın daha genç olmasından kaynaklı yaşadığım hayal kırıklığını ikiye katladı. Çektiğim bunca sıkıntıdan sonra çok şükür bir işim var. Daha öğrencilik yıllarımdan beri var olan bir hayalim vardı; devlete bağlı olan bir kurumda çalışmak. Bu hayalim de gerçekleşti ve bugün istediğim yerdeyim. Hayalimi gerçekleştirmemde büyük etkisi olan Kalkandelen Belediye Başkanı Teuta Arifi hanımefendiye ve beraberindeki çalışma arkadaşlarına sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum” sözlerini dile getirdi.
Her zaman kadınların çalışması taraftarıyım
“Belediyede Yerel Ekonomi ve Kalkınma Bölümü’nde görevliyim. Yerli ve yabancı yatırımlı projelerde yer almaktayım. Çalışma arkadaşlarımla çok kısa sürede çok iyi anlaştık ve uyum içinde koordine edilmiş bir şekilde çalışmalarımızı yürütüyoruz. Ekip arkadaşlarının uyum içerisinde çalışması kuşkusuz yapılan işlerde kendini göstermektedir. Biz de bunun bilinciyle birbirimizin bakış açısına önem vererek neyin nasıl olacağına karar veriyoruz” diyen Sümeyye Hanım, konuşmasının devamında kadınların çalışmaları ile ilgili düşüncelerini bizlerle paylaştı.
“Ben her zaman kadınların çalışması taraftarıyım. Farklı alanlarda faaliyet göstermelerinin hem topluma hem kendi ekonomilerine fayda sağlayacağına inanıyorum. Zaten kadın hem doğası gereği hem de hayatın ona yüklediği sorumluluklardan dolayı sürekli bir şekilde bir şeylerle meşgul olmaktadır. Ev hanımlarımız kendilerini çok fazla yormalarına rağmen ne yazık ki yaptıkları işlerin maddi getirisi olmuyor. Bizler, ev dışında çalışanlar ise bu konuda biraz daha avantajlıyız çünkü yaptığımız işin karşılığını alıyoruz. Bu durum, bizim motivasyonumuzu arttırıyor. Günümüzde yaşam standardının yükselmesiyle birlikte, ihtiyaçlarımız da o şekilde arttı. Kadının gerek kendi ihtiyaçlarını karşılaması gerekse aile bütçesinde katkıda bulunması kaçınılmaz oluyor. Fakat hala günümüzde eğitim hayatında çok başarılı olmalarına rağmen aile baskısı yüzünden çalışamayan kadınlarımız var. Benim kanaatime göre bu bir toplumsal sorundur ve bu sorunun aşılması için çalışmaların yapılması gerekmektedir. Kadın kapasite olarak aynı anda birkaç iş ile meşgul olabilecek niteliktedir. Onu sınırlamak, önüne engeller koymak, güneşin önüne bulutu getirmek gibidir. Kadın şefkatiyle, zekâsıyla, çalışkanlılığıyla toplumu aydınlatır. Bu ışıktan mahrum olmak, geleceği karanlıklara teslim etmektir. Unutulmamalıdır ki, çocuk yetiştiren; eğitimi, terbiyesi ile ilgilenen yine kadındır. Kadının eğitimi, sosyal alanda kendini özgür hissetmesi, gelecek nesillerin sağlıklı yetişmesini de sağlayacaktır.
Bir kadın olarak belki biraz feminist bir söylem olacak ama, ister devlet kurumu olsun isterse özek sektör olsun, daha fazla kadın çalışan görmek istiyorum. Kadınların kariyer yapması taraftarıyım. Akademik alanda da daha fazla kadın araştırmacı ihtiyacı söz konusudur. Ülkemizdeki iş dağılımının kadın erkek yüzdeleri hakkında pek bir bilgim yok ama daha fazla kadın çalışanın olmasının geleceğimiz için umut vaad edici olduğu kanaatindeyim” dedi.
Kendisi son olarak, “Severek ve beğenerek okuduğum Yeni Balkan gazetesinin benimle röportaj yapmak istemesi, şahsım için onur vericiydi. Sizlere çok teşekkür ederim. Ve bu vesileyle benim ve dünyanın dört bir yanından gelen gençleri en güzel şekilde ağırlayan, onların geleceğini aydınlatan ve üst düzey kalitede eğitim veren Türkiye Cumhuriyetine, benim okuduğum dönemde Başbakan olan ve şu an Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’a, çok yoğun olmasına rağmen karşılaştığımız her seferde bizi dinleyen ve sorunlarımızla ilgilendiği için, Türkiye’nin en önemli kurumlarından biri olan TOBB ve Rıfat Hisarcıklıoğlu’na, en üst kademesinden en alt kademesine kadar TOBB ETÜ ailesine en içten teşekkürlerimi sunmak isterim” sözlerini beyan etti.
- Bu haber 17-08-2016 tarihinde yayınlanmıştır.