İnal: “Amacımız, Bize Ait Olan Kültürü Yaşatmak”
18 Mart Çanakkale Zaferi ile ilgili Makedonya’da düzenlenen birçok etkinliğin arasında, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın destekleri ve ZOR Derneği’nin ortaklığıyla, Ankara Başkent Kültür ve Sanat Derneği (BKSDER)’nin hazırlamış olduğu “Türk’ün Türküsü Çanakkale” senaryolu müzik dinletisi de büyük beğeni kazandı. Çanakkale etkinliklerini bu yıl Kosova ve Makedonya’da düzenleyen Başkent Kültür ve Sanat Derneği, hem Kosovalı Türklere hem de Makedonyalı Türklere farklı bir gece yaşattı.
BKSDER Başkanı Gülşen Sucu İnal’la bu vesileyle bir konuşma gerçekleştirirken, kendisi de hem dernek hem de düzenlemiş oldukları konser hakkında gazetemize konuştu.
Faaliyetlerimizin çoğunluğu senaryolu müzik dinletilerinden oluşuyor
İnal: “Bizler yaklaşık 11 yıl önce, Yeni Mahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü Türk Halk Müziği Korosu olarak bir araya geldik. Daha sonra, Yeni Mahalle Halka Eğitim Merkezi olarak faaliyet gösterdik. O dönemlerde iki kez Türkiye birinciliği dalında yarışmada birinci olduk. En iyi şefte, en iyi solistte, en iyi enstrumanda birinci olduk. Daha sonra Yeni Mahalle İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Halka Eğitim’in bu tip faaliyetleri bittiğinden dolayı, bizler özel sanat topluluğu olarak faaliyetlere devam ettik. Fakat ondan sonra bu güzel yapının kurumsal bir yapıya bürünmesi gerekiyordu. Önümüzün daha açık olması için, faaliyetlerimizi daha geniş yerlere ulaştırabilmemiz için kurumsal bir yapıya bürünmemiz gerekiyordu ve biz bu amaçla 2004 yılının Ocak ayında Başkent Kültür ve Sanat Derneği-Geliştirme ve Destekleme Derneği olarak faaliyetimize başladık. O günden bu yana da, özellikle Türk ve Anadolu kültürüyle ilgili müzik, halk dansları, edebiyat alanında çalışmalar yaptık ve hala da bu çalışmalara devam ediyoruz.
Bizim amacımız, bize ait olan kültürü yaşatmak ve bizden sonraki nesillere aktarılmasını sağlamak. Bu amaçla da özellikle bugüne kadar daha çok yaptığımız faaliyet, senaryolu müzik dinletileri. Bizim yaptığımız her etkinliğin, konserin mutlaka bir konusu oluyor. Bu konular doğrultusunda, bu konuyu anlatan hikâyeler, öyküler, şiirler, bunları destekleyen sinevizyonlar ve burda anlatılmak isteneni verecek olan müzikal parçalar seçiliyor ve komple bir program yapılıyor” sözlerini ifade etti.
Yaptığımız faaliyetleri Türkiye dışında da bir yerlere duyurmak istedik
“Dernek olduktan sonra müziğin dışında bir de halk dansları grubu oluşturduk. Geçen yıl, bununla ilgili özel bir bayan halk dansları topluluğumuz vardı, bu konuyla ilgili çalışmalarımıza devam ettim. Bu yıl, yaptığımız faaliyetleri Türkiye dışında da bir yerlere duyuralım istedik. Bu anlamda da bizim yaptığımız çalışmaları en iyi anlayacak grupların yurt dışındaki Türk vatandaşları ve akraba toplulukları olduğunu düşündük ve bu konuyla ilgili araştırma yapmaya başlarken, Yurtdışı Akraba Topluluklarının projelerini fark ettik. Özellikle geçen yıl Çanakkale’nin 100. Yılı dolayısıyla Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı’nın bir duyurusu üzerine Çanakkaleyle ilgili bizim de yıllardır yaptığımız “Türk’ün Türküsü Çanakkale” projesini YTB’ye sunduk. Bu vesileyle Kosova’dan Gerçek Derneği ve Makedonya’dan ZOR Derneği ile, Türkiye’deki ortak dostlarımız vasıtasıyla iletişime geçtik. Projemiz de onaylandı. Ondan sonra bizim açımızdan işin gerçekten rengi de, boyutu da değişti. Bizler hem Kosova hem Makedonya’daki görüşmelerimizde, bunun ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu fark ettik. Yaklaşık altı ay önce biz Çanakkaleyle ilgili çalışmalarımıza başladık. Bu konuda, Kosova’da Gerçek Derneği ve Makedonya’da ZOR Derneği çok ciddi anlamda bize destek oldu, bize kapılarını açtı. Bu anlamda çok teşekkür ediyoruz. Bundan sonra da, hem Makedonyalı Türklerle hem de bugüne kadar ulaşamadığımız diğer yurttaş topluluklarla faaliyetler gerçekleştirme konusunda, bir etkileşim içerisinde olma konusunda elimizden gelen gayreti göstereceğiz” dedi.
Buradaki yurttaşlarımıza Çanakkaleyle ilgili bir sürü güzel şey yaşattık
Böyle anlamlı bir program için Makedonya ve Kosova’yı tercih etmelerinin özel bir nedeni olup olmadığını sorarken, Gülşen Hanım sorumu şöyle yanıtladı: “Biz istedik ki, yurt dışında yaşayan bir soydaş topluluğumuz olsun. Bu anlamda da ortak tanıdıklarımızdan bize referans olarak Kosova ve Makedonya önerildiği için bu böyle oldu. Türkiye’deki Toplumsal Gelişim Derneği Başkanı Abdullah Uluyurt bize bu anlamda önayak oldu.
Burada aslında ben, iki üç şeyi beraber başardığımızı düşünüyorum. Bir tanesi; sizlerin bizimle ne kadar bir olduğunuzu, ne kadar beraber olmamız gerektiğini anladık. Bu konser vesilesiyle, buradaki yurttaşlar özellikle Çanakkale ile ilgili belki de hatırlamak istedikleri, yaşayamadıkları bir sürü güzel şeyleri yaşadılar. Bir de, bizler Türkiye’de, Türkiye dışında yaşayan yurttaşlar konusunda çok eksikmişiz. Bunu, buraya gelince çok ciddi fark ettim. Biz bunu, bir dalga şeklinde yayacağız bundan sonra, çünkü buraya otuz kişilik ekiple geldik ve bu konuda herhangi bir duyguya sahip olmayan bu otuz kişi, bununla ilgili ciddi duygulara sahip oldular.
Biz özellikle bu konserde, buradaki yurttaşlarımıza, bir şeyler yaşattık, anımsattık ama, bu işin en büyük kazanımlarından bir tanesi de özellikle buraya gelen bu otuz kişiyle burası arasında bir iletişimin kurulması oldu” sözlerini beyan etti.
- Bu haber 28-03-2016 tarihinde yayınlanmıştır.