Aynanın Öteki Yüzü
Henüz son cümlesini tamamlamamıştı. Güneş varlığını duvara değdirince soluk yüzlü bir hastanın teni gibi durur nesne. Başını kaldırınca yarım kalan sohbetimize devam edeceğimizi düşünmüştüm. Sanki hassasiyetlerimiz tartılıyordu bu odada. Belki de şuan kuracağım en uzun cümlenin yüklemini arıyordum. İşte kitapta beğendiği bir bölüm var bunu yüz hareketlerinden anlayabiliyordum, birazdan yüksek sesle okuyacak. Hep böyle yapar, kitaplara insanlar kadar bütün nesnenin ihtiyaç duyduğunu söyler. Sessizliği onun cümleleri bozmuştu.
- ‘Şu boğaz mürekkep olsa senin kirpiğini bir kez kaldırıp indirmendeki hikmeti anlatamaz. İndirirsen kirpiğinin uçlarını Semerkant’ta Zeravşan ırmağına değer. Kaldırırsın Yesi de bir Ahmet’in saadet veren yolunda yürürsün. Nazarın Konya’da Mevlevi bir dergahta sessizce durur.’ Bu kirpikler kime ait bir düşün bakalım?
- Gülümseyerek yanıt verdim, kirpikler hakkında ise hiçbir fikrim yoktu. Duvardaki tabloya takıldı gözüm tabloda el işlemesi halı ören bir kadın ama kadının yüzü görünmüyor ön planda olan halıydı. Ressam fırça darbeleriyle nesnelerin nerde duracağına karar vermiş, ben olsaydım bu resmi daha farklı yapardım. Aklıma kirpikler gelince göz göze geldik
-Düşünün ki zifiri bir karanlıkta yol alıyorsunuz ve elinizde kocaman bir ayna ile. İlerledikçe yanınızdaki lambaları fark ediyorsunuz. Işık yansıdıkça koca aynada aksinizi görüyorsunuz. Işık arttıkça aynada aksiniz dışında farklı nesneler de görüyorsunuz. Karanlığı delen devasa bir ışık belirince, gözleriniz kamaşıyor ve takılıp düşüyorsunuz. Ayna bin parçaya bölünmüş, dikkatlice bakınca aynanın her parçasında farklı bir görüntü... Birinde üşüyen bir çocuk diğerinde harabeye dönmüş bir şehir bir başka parçada ağlayan insanlar… Tabi siz anlam veremiyorsunuz, küçük bir parçada kendi suretinizi görünce elinizi uzatıyorsunuz ve eliniz kanamaya başlıyor. İnsan sevdiğinin kusurunu görmezmiş en çok kendini sevdiği için kendi kusurunu hiç görmez. Her insan elinde bir ayna ile dolaşır ve elinde ayna olan herkese ona hakikatleri gösterip aydınlatacak insanlar lazım. İşte o zaman kendi dışında binlerce hayatın olduğunu görecek üstelik aynası kırmadan ve ellerine kana bulaşmadan.
- Sözünü bitirdiğinde gözlerini biraz önce baktığım tabloya yöneltti. Kendimi sessizliğin ardında kalan fon gibi hissettim. Tekrar bana baktı, ikinci kez gülümsedim.
-Kirpiklerin sahibi bana göre İstanbul’dur, sana göre Yemen. Belki de bu coğrafyada bir sahibi yoktur, sadece adı vardır.
- Bu haber 09-01-2017 tarihinde yayınlanmıştır.