Irgatlar işe koyuldu, yıktırmamak bizim elimizde
Yıkmak insanlara yapmak gibi kıymet mi verir,
Onu en çolpa herifler de emin ol becerir.
Sade sen gösteriver 'işte budur kubbe' diye,
İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye.
Ama gel kaldıralım dendi mi heyhat o zaman,
Bir Süleyman daha lazım yeniden bir de Sinan.
- Mehmet Akif Ersoy
Mehmet Akif Ersoy, bugünü anlatır gibi üç beş satır ile mazide değişmeyen insan varlığını anlatmış. “Sade sen gösteriver 'işte budur kubbe' diye, İki ırgatla iner şimdi Süleymaniye”. İki kendini bilmez terörist ile gerçekten yıkılmadı, fakat hafızalardan kolay kolay silinmeyecek resimler bırakıldı hafta sonu Ankara’da.
Her değişimi güzel sanan, her yeniliği modern olarak algılayan topluluklarda akıl tutulması vardır. Yugoslavya’nın parçalanması birçok insan için mutluluktu, özgürlüktü. Sosyalist rejimden kurtuluyordu memleket. Demokrasi geliyordu, çok partili sistemler, bağımsız cumhuriyetler.
Değişim geldi. Bosna’daki katliamlar ile birlikte. Yugoslavya pasaportuna vize gerekmez idi. Avrupa’nın hangi yerine gidersen git, altın değeri vardı pasaportun. Avrupa'nın en güçlü ordularından bir tanesine sahiptik. Çok kültürlüğü yaşıyorduk. Rekabet vardı milletler arasında, saygıyla yaşayan bir rekabet.
En iyi buzdolapları Gorenye'den alırdık, en iyi renkli televizyonları Eİ Niş’ten.
Saraybosna’dan TAS’tan Golf’ları, Resne’den elmaları.
Yugoslavyalılar yaz tatilini ya Adriyatik Denizi sahillerinde ya da Ohri’nin tatlı sularında yapardı. Muhtaç değildik ihracata. Sonra değişim denildi, sevindi bir çoğumuz.
Referandumlar yapıldı, bağımsızlıklar ilan edildi. Bir sürü bağımsız ve fakir cumhuriyet ortaya çıktı. Rezervler hızla tüketildi, çok para kazanacağız diye herkes dükkan şirket açtı. devletin yıllardır desteklediği çok dilli medyalar bir anda söndü. Fabrikalar kapandı, okullar, hastaneler kışın ısınacak yakıtı bulamadı. Ama bizim bağımsızlığız vardı!
Geçen hafta MATTO üyeleri olarak Belgrat ziyaretinde bulunduk. Eski günleri hatırladık. Kapıların sayısı belli olmayan Başbakanlık, bu kocaman şirketi yönetemeyiz diye özelleştirilemeyen battal şirketler.
Herkes bağımsızlık istiyordu, bugün üçüncü pazarlarda yer almak için ortak aranıyor. Ama farkında olmadan üçüncü pazar biz olduk. Bizim inşaat şirketler Irak’ı, Lübnan'ı Arap dünyasını inşa ederken, şimdi gelmiş Araplar Belgrat’ın ortasında 30 milyar dolarlık inşat projelerine imza atıyor Sırplar bununla gurur duyuyor.
Heyhat hem de ne heyhat...
Terör vermekle değil almakla ilgili olduğunu anlamadığı zaman insanlar sonuçları felaket olur. Maksat üzüm yemek olmadığını bağcıyı dövmek olduğunu herkes iyi bilir. PKK terör örgütü için herkes maşa diyor, ama sempati kurmaya çalışır empati yapar. Bugün DAEŞ denilen bir canavar yine Türkiye’nin kapısında dayanmış bulunmakta. Süleymaniye kubbesini yıkmak için hazırda bekliyor. Akif’in söylemiş olduğu yıkmak için bekleyen iki ırgat Türkiye’nin baş belası olarak fırsat bekliyor, yüzyıllarca yapılanları yıkmak için.
Irgatlar işe koyuldu, yıktırmamak bizim elimizde.
- Bu haber 01-12-2015 tarihinde yayınlanmıştır.