Makedonya'da "Günümüz YÜCELCİLERİ"
En evvela vatanı, bayrağı, dili, dini ve ecdat emanetleri için şehit düşen Yücel büyüklerimizi rahmet, minnet ve özlemle anıyorum. Onların torunları olarak kendilerine çok seyi borçlu olduğumuzu söylemek istiyorum. Yazımın içeriliğinde, 1940’lardaki Yücel hareketi ve Makedonaya’da bügünün yücelcileri konusunu kıyaslamar ile sizlere anlatmaya gayret edeceğim.
Yücel hareketi Makedonya Türk halkının bağrından çıkan, milletin derdi ile dertlenen ve dertlere çözüm arayan, Osmanlı’nın çekilişiyle ecdat yadigarları için buralarda ilk mücadeleyi başlatan yerli ve muhafazakar bir kurumdu. Bugünümüze baktığımıza bu şekil kurum sayımızın çok fazla olduğu aşıkar ancak ne yazık ki onlarda olan dava aşkı ve ortak hedef bizlerde olmadığıda ortada.
Osmanlı’nın buralardan çekilmesi ile birlikte, millet ve ümmet olarak Balkanlarda büyük bir boşluğa düşmüşüz. Bir yandan Krallık Yugoslavya diğer yandan İngiliz yanlısı taraf varken, Ecdat torunları Yücel büyüklerimiz iki bloku da tercih etmeyerek, sırf kendi dil, din, örf adet ve ecdat yadigarlarını korumak için bir oluşuma giderek yücel hareketini kuruyorlar.
Yücel hareketi o zamanki konjektür gereği zorunlu olarak kurulan bir hareketti. En kritik dönemlerde bugün bizlerin övündüğü hizmetleri yaparak, kendi hayatları uğruna bir milletliğin geleceğini kurtaran yiğitlerdir onlar. Oluşumun üyelerine bakarsak aydınların fazla olması hasabi ile özellikle eğitime çok büyük bir önem vermişler. İlk defa BİRLİK gazetesini kuruyorlar. Bizlerin bugün gerçekleştirdiğimiz Türkçe kurslarını kendilerin taa 1940’lı yıllarda yapmışlar. Milletimizin farklı bloklara kaymaması ve asimile olmamaları için canları ve mallarıyla bu mücadeleyi yıllarca sürdürmüşler. Yücel hareketi kurulur iken milletimizin başına geleceklek olan felaketleri, asimilasyon ve göç tehlikelerini gördükleri için, bu felaketleri önlemek amacı ile kurulmuştur. Yücel mensuplarını sadece bir STK’cı olarak düşünmemeliyiz, dünya ve balkan politikasını iyi okuma kabiliyetine sahip olan ve bunun için gerekli adımları atabilecek bir potansileye sahip bir hareket idi. Bunun en büyük delili, dava iddanamesinde d söylendiği gibi yücel hareketinin o zaman ki kral ve muhalefetle görüşmeleri idi.
Yücel şehitlerimizin tek amacı bizleri tarihsizleştirmek ve dilsizleştirmek isteyenlere karşı mücadele etmeleri ve tarih, din ve dilimizi ayakta tutmak idi. Düşünün öyle bir dava aşkı ki sonunda ölüm olduğunu bile bile asla yollarından dönmediler ve bu uğurda şehit oldular. Allah bizlere’de aynı dava şuuru ve aşkını nasıp etsin.
Bütün bu olayların arkasından haksız dava dilekçeleri ve suçlamalar ile 4 büyüğümüze idam yüzlerce üye’ye hapis ve en sonunda ardı arkası kesilmeyen baskıcı ve zorbacı politika ile göç dalgasının zorla başlatısması.
Bu kararları birde bu açıdan bakalım, öyle bir karar ki bu, bir milletin bu topraklardan nerdeyse silinmesi anlamını taşımaktaydı. 2000’li yıllara kadar devam eden bir göç dalgası ne yazık ki.
Unutmamalıyız ki bir milletin tarihi yıkıldığı yerden başlar, bizler hep geçmişimizi, nerde yıkıldığımızı arar iken hep Yücelcilerle karşılaştık. Bu göç dalgası 2000’li yılların başında umudumuzun tükendiği bir dönemde Ana Devletimizin bizleri hatırlaması ile durduruldu diyebiliriz.
Aslında onların yaptıklarını anlata anlata bitiremeyiz. Gelelim asıl konumuza ve söylemek istediklerime.
Ecdadı,Milleti ve vatanı uğruna şehit olan yücel hareketi’nin bugün bittiği kanısına kapılmak kesinlikle yanlış olur. Kuşaktan kuşağa onların torunları dili, dini örf ve adeti için hizmete, Ana Devletizim ve Ecdat emanetnei sahip çıkmaya devam ediyor.
O zaman üstün gelen fikir Yücelcileri buralardan bertaraf eden fikire sahip olan kişiler elbette bugün de hala mevcut. Hiçbir zaman tekrar o fikre sahip olan kişilerin (Hatırlatmak işterim Yücelcileri yargılayanlar arasında TÜRK’de vardı) buralardan tekrar galip gelmeyecekleri anlamına gelmiyor. Bizler toplum olarak, Makedonya Türkleri olarak BUGÜNKÜ MAKEDONYA YÜCEL BÜYÜKLERİMİZE sahip çıkmalıyız.
Peki kimdir bugünkü Yücelciler: Ecdat ve Anadevletini çıkar için değil, gerçekten sevenler ( bunu 15 Temmuz darbe girişimi hasabi ile gerçekleştirilen Makedonya mitinglerinde gördük), milletin derdi ile dertlenenler, Dava’yı Allahın rızası için yapanlar, Osmanlı torunuyum demekten çekinmeyenler, konjektür gereği değil gerçekten Türkiyemizin yanında olanlar, çıkar gözetmeyin milletimiz için geçesini gündüzüne katanlar,öğrenciyi çiftçiyi emekliyi öğretmeni ve halkını düşünenler, Ben Büyük bir milletin temsilcisiyim deyip kimseye köle olmayanlar ve Dava Allah’ın rızasıdır diyenler Makedonya’da Bugünün YÜCELCİLERDİR.
O zaman ki Yücel büyüklerimize karşı başlatılan karşı fikrin bugünde yavaş yavaş tekrardan ortaya çıktığı ap açık ortadadır. Toplum olarak son zamanlarda gördüğümüz bölünmeler asılnda bunun bir işaretidir. Bugün hangi fikrin, Ecdat sevdalıların mı yoksa ecdat düşmanlarının mı Makonya Türklerinde hakim olduğu ortadadır. Özellikle toplum olarak bu tarz kişilerin farklı oyunlar ile dışlanmaları bizlere ancak kaybettirebilir. Onlar canlarını verdiler ama yine ortak bir platformdan vazgeçmediler. Bizlerinde en yakın zamanda bu şekilde bir platform oluşturmamız en büyük dileğimdir.
Son olarak şunları söylemek isterim ki, Toplum olarak aramızda Bir Yücel katliamına daha izin vermeyeceğiz. Eskilerden büyüklerimizin ne ve kiminle mücadele ettiklerini bakar isek bugün ki olayları daha güzel bir şekildeanlama fırsatına sahip olacağız. Tekrardan bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Allah onlardan razı olsun...
- Bu haber 16-12-2016 tarihinde yayınlanmıştır.