Mutluluk Yakamozda
Mutluluk, öyle çok da uzakta/ulaşılmazda değil, güvercinlere ufak ufak atılan bir simittedir. Mutlu olmak için büyük bahanelerim yok benim, küçük bir çocuğa tebessüm ettirebilirsem mutluluğu orada kıskıvrak yakalarım. Biri yanımda gözyaşına boğulmuşsa ben de ona eşlik eder ve hüznü paylaştığıma mutlu olurum. Beni üzmeye çalışma arkadaşım, sen ağlatsan dahi ben ağlayınca bile mutlu olabilenlerdenim. Mutluluk, buruk acılar yanındadır kimi kimi. Bilmez misin en çok acı çeken en çok gülümseyendir. Zor da olsa gülümseyebilendir, güleçtir. Ufak mutlulukları ensesinden yakalayabilmeyi becermiştir. Mutluluğum sükunetimde, kırık kalbimde; kırılan kalplerde. Bir avuç dikende; yaprakları solmaya başlamış, rengi ağarmış, kurumaya yüz tutmuş yaprak uçlarındadır güldeki mutluluk. Kimsesiz bir nine-dedeye ziyarettedir mutluluk ve bir avuç topraktadır mutluluğum. Gizli hazinem sabırdadır. Kıyabiliyorsan ağlat yâr. Benim ağlayışım, benim mutluluğum. Uzağımızda değil; kuş cıvıltılarında ve güneşin sıcaklığındadır mutluluk. Mutluluk, anne bir serçenin ağzında yavrusuna götürdüğü besindedir. Kuşu kafesinden uçurtmaktadır. Tavşanın korkakça zıplamasındadır mutluluğun adımları. Hayâdadır mutluluk tebessümleri. Mutluluk dostlarımıza selam diye gönderdiğimiz bir avuç duadadır. Senin için bilemeyeceğim ama bana göre mutluluk hep küçücük şeylerdedir. Bir yaraya pansuman işlemindedir. Mutluluk, dakikaları saymada ve bir yudum sudadır. Belki de sen henüz tanışmamışsındır küçük mutluluklar ile, gelsen seni de mutlu edecek nedenler buluruz. Gelmesini, mutlu olabilmesini ve yüreği taşımasını bilenlerdensen, mutluluğu aşılarız sana da. Geceleri göğü seyretmede ay-yıldızlarla dertleşmededir mutluluk. Bir selamdadır mutluluk, çok da uzakta değil, gönülden bir selamda. Çok da uzakta değil, alın terinden avucuna düşmektedir mutluluğun. Bazen ayrılıklarda çoğu da kavuşmalardadır mutluluk kıvılcımları. Ama en çok da gönülden bir “Nasılsın?” sorusundadır kıvılcımları mutluluğun.
Sadâkatte, güvenmektedir mutluluk sırrı. Düşüp dizini vursan da o yara kabuğundadır mutluluğun. Mir-i kelam sahibi üstadların büyülü kelimelerindedir mutluluğumuz. Uzağa gitme, gönül dostlarının yanındadır aradığın sevincin. Kendine iyi bak sözünde değil, Allah’a emanetsin cümlesindedir mutluluk. Tan vakti çöker mutluluğun yanı başına ve uykusuzluktadır mutluluğun sırrı. Bir kitabın sayfalarında, kaleminin ucundadır tılsımı mutluluğun. Annemin başörtüsünde, babamın fesindedir mutluluğum. Bir çiçeğin toz pembesinde, rüzgârın fısıltısında, goncanın kırmızısındadır mutluluk. Vişnenin ekşisinde, karpuzun çekirdeğinde, kanepenin kenarında, defterin temiz sayfalarındadır mutluluk. Okuduğun roman kahramanının tılsımlı cümlelerindedir mutluluk. Gökkubbe altında, her yerdedir aradığın huzurun. Güneşin göz kırpışında, denizin tuzunda, minarelerin yankısındadır mutluluk. Öyle uzağa gitme, yanında, yanı başında tanımadığın yüzlerdedir mutluluğun. Selin coşkusunda, yağmurun şıpırtısında ve suyun yakamozundadır. Gecenin sessizliğinde, sabahın alacakaranlığındadır. Dedim ya, öyle uzaklarda arama, seccadenin renginde, tespihin tanesinde/zikrindedir huzurun. Mutluluğu sevdiğinin göz kahverengisinde ara, sana kahverengi sevdirmiştir mutluluğu. Sevgini sevdiğinden gizlemendedir, içindeki sardunyalardadır mutluluğun. Hissederek resmine bakışındadır, sessizliğin de sessizliğindedir mutluluğun. Suskunluğundadır, tam da yüreğinin ortasındaki savaşta değil, barıştadır mutluluk. Kimi kimi de yenilgilerinde gizlenir mutluluğun. Günde, güneşte, hasrette, tutkudadır mutluluk. Öyle uzakta arama yâr. Bilmezsin bilirim ama bir selâmdadır MUTLULUK!..
- Bu haber 24-01-2017 tarihinde yayınlanmıştır.