Parlayan Türkiye’nin Karanlık Gecesi 15 Temmuz
Tankın altında can veren,
İsimsiz dağlarda
kahpe kurşununla karşılaştığında
“vatan sağ olsun” diyerek
sevenleri için kendini feda eden,
tüm şehitlerimizi saygı ile anıyoruz
Dün gibiydi, herkesin hatıraları çok taze. Kimisi arkadaş sohbetinde, kimisi boğaz keyfinde. Yeni atlatmıştı vatandaşlar stresleri. Patlayan hain bombaları, onlarca yüzlerce kayıp sivilleri. Herkesin bir tatile, derinden bir nefes almaya ihtiyacı vardı. Terör örgütler PKK’sı, DAEŞ’i, artık askeri, polisi bırakmış, sivil vatandaşı koymuştu saldırıların merkezine.
Gezi, 17 Aralık olayları - yenilgilerini içine sindirememişti hainler, daha büyük bir şeyin peşindeydi. “Ha gayret, bu kez olacak”, diye umutlanıyordu Türkiye’nin dış ve iç yeminli düşmanları. Sandıkta, veriyordu vatandaş demokrasi dersini, sizin hain olduğunuzu çoktan anlaşmışlardı.
En son çare kalmıştı, parlayan Türkiye’yi karanlığa gömmeye. Türkiye’nin tarihe gömdüğü darbe geleneği yeniden canlandırılmak istendi. Kendini seçilmiş olarak görmeyi isteyen bir zümre, seçilmeden işbaşına konulmuştu.
İlginçtir, Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ) terör ekibi 17 Aralık 2013’te yapamadığını 15 Temmuz’da yapmaya kalkıştı. Seçilmeden devleti ele geçirmeye denedi. Devletin her kademesinde olmaları, devlet erkanının nefesleri kadar yakınında olmaları onlara yetmedi, Türkiye’yi başkalarına peşkeş çekmek için devletin kontrolünü tamamen geçirmek şarttı.
Fetullahçı terör örgütü hep güler yüzünü gösterdi vatandaşa, gruba yeni katılanlara. Eğitim gönüllüleri diye pazarladılar kendilerini, modern bir çizgi ile ulaştılar milyonlarca insanımıza. Ama hain planları, kendini olduğundan farklı gösterme yıllarca ruhlarına işlendi. Üyelerini önce milli sonra dini değerlerden, en son vatandan arıttılar. Türk olmak önemli değildi, kul olmak önemli idi. Vatan bütün yeryüzüydü FETÖ üyelerine. Amerika’sı, Almanya’sı, Afrika’sı fark etmez, “Yeter ki sen inancında kal, vatan önemli değil” diye inandırıldı cemaat üyeleri. Ondan sonra cami değil, okul yap dediler. Kurban kesme bize ver dediler. Kalpleri yumuşatıyoruz diye, topladıkları zekat paralarını çarçur ettiler, kendileri zevkü sefa içinde yaşamaya başladılar. Kendilerine dünyanın dört bir yanında asker yetiştirmeye çalıştılar. Bir yere kadar da başardılar. Sınav sorularını çaldılar memur yaptılar devlete, hakimlerle polislerle haraç kestiler gönüllü olmayan işadamından.
Yaptıkları samimi değildi, yaptıkları Allah için değildi, bu sebepledir ki Allah da razı gelmedi bunların Türkiye gibi büyük ve inancı tam olan ülkeyi yönetmeleri. Türk insanı inançlıdır, doğru ile yanlışı ayırt edecek güçtedir. 15 Temmuz gecesi, kadınıyla-erkeği ile, çocuğuyla-yaşlısı ile demokrasi dersi verdi vatan hainlerine. Bedenlerini hiçe sayarak siper oldular tanklara uçaklara. Dur dediler dıştaki pusu kurculara, içteki satılmış kullara. Kolay değildi şanlı Türk milletinin, şanlı tarihi ile oynamaya. Yine tarihte benzeri görülmeyen şanlı tarih yazdı İstanbul’u fetheden, gemileri karadan geçiren Fatih’in aslanları; Çanakkale geçilmez diyen Atatürk’ün kınalı kuzuları, bu kez T.C. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canına kast eden canavara dur dedi. Türk milleti sağcısıyla solcusuyla tek yürek olup izin vermedi, Türkiye’nin karanlığa gömülmesine.
Sadece Türkiye mi hayır! O gece Üsküp, Prizren, Saraybosna, Berlin.... ayaktaydı, kalbi tek atanların, Demokratik Türkiye’nin yanındaydı. Türkiye’nin ışığının ulaştığı her yer, gece Türkiye Türkiye nidaları ile Ay Yıldızın altında, kanla sulanmış kırmızı bayrakla nöbete çıktılar ve haftalarca nöbeti bırakmadılar.
Makedonya Türkleri de mitinglerle, özel sayılar ile hakkın sesini duyurmaya çalıştı. B Makedonya Türk Sivil Teşkilatlar Birliği (MATÜSİTEB), şehir şehir, kasaba kasaba meydanlarda anlattı. Yeni Balkan özel sayılar ile Türkçe dışındaki dillerde yazdı, çizdi 15 Temmuz’da yaşanan vahşet ve hainliği.
Bu köşede yazdıklarım için, ben de dahil edilmiştim FETÖ’nün beddua seanslarına. Mesajlar geliyordu, ailem ve çocuklarıma beddua gönderen, erkekliğimi ölçmeye çalışanlar vardı. Erkeksen ismimizi yaz diye bas bas bağırıyordu FETÖ’nün buradaki uzantıları. Amaçları, kendilerini Makedonya’da mazlum olarak göstererek, Avrupalı dostlarından daha büyük destek almak, azalan para kasalarını doldurmaktı. İsimleri anılmasa bile, bizim FETÖ ile alakamız yok deseler bile ülkemizde açılan bazı davalarda, “bunlar bizi tarif ediyor” ağlarken, diğer tarafta “bir dolara” bile olsa mahkumiyet çıkarmak istiyorlar. Bize Makedonya’da bile rahat yok diye.
Biz de yine tekrarlıyoruz, sizin vatan haini hocanız ve ona tabi olanların isimleri tertemiz gazete sayfalarımızda kolay kolay geçemeyecek. Korkmayın, sizi Herkül iken kullanalar, bugün sırf Türkiye’yi dize düşürmek için mücadeleye başkaları ile devam ediyor. Diğer bir değiş ile artık Herkül değilsiniz, sıradan bir kul oldunuz. Şeytanda kul çok.
Bu hafta bir sürü etkinlikle, Türkiye’nin demokrasi başarısı “15 Temmuz” anlatılırken de sizin esameniz okunmayacak. Çünkü siz çoktan hainler mezarlığında yerinizi aldınız bile. Yaptıklarınız ile sadece Türk tarihine yeni kahramanlar verdiniz ve bir daha görülmeyecek derecede hainler ortaya çıkardınız, bu lanet de siz yeter.
- Bu haber 13-07-2017 tarihinde yayınlanmıştır.