Şu Futbol Öğrenilmedi, Gitti…
Bülent Sulooca
Haziran ayı futbol ayı olduğuna hepimiz şahitlik ediyoruz. TV’deki proğramlar, çarşıdaki atmosfer, arkadaşlar arası tek muhabbet konu olması, bunu lider konu ilan etmektedir. Hangi köşeye dönersek dönelim futbol seslerini duyuyoruz, adrenalinimiz yükseliyor.
Bunlar güzel şeyler. Heyecan veren kaliteli futbol izliyoruz. Ama gelelim bizi ilgilendiren Türkiye milli takımına. Hakikaten çok büyük hedeflerle yola çıkan ve hepimiz bir olup buna inandık. Elemelerde çok iyi bir performans göstermesi, bu şampiyonada sürpriz yapacak takımlar arasında girme başarısı gösterdi ama sıfır çekerek ‘çok güzel’ bir sürpriz yaptı.
İtalya bizim rakibimiz değil deyip maça çıkan bir takım çok büyük bir hata yaptı. Şu takım, bu takım diye bir şey yok. Herkesi yenebilecek gücünde olduğunu inanarak maçlara çıkacaksın. Dünya şampiyonu olmuş bir Fransa’ya diz çöktürdüysen artık bana bu rakip, şu rakip gelsin diyemezsin. Kim gelirse gelsin karşısında dik duracan, bu takıma nasıl gol atarım diye taktik geliştirecen. Kendi kalemi karşı forvete nasıl kapatacağını düşünüp o oyunu sahaya süreceksin.
Bunları uyguladıktan sonra kimseden korkmayacak gücüne sahip olursun. Yensen de, yenilsen de oyunun hakkını verdiğini herkes görecek, kimse de eleştirmeyecek. Ama bunların tam tersini yaşanıyor. Rakipten korkup geri çekilince, karşı takımı küçük görünce olacağı budur. Sıfır çekip hayal kırıklığı yaşarsın.
Türkiye milli takımı turnuvadan mutsuz ayrıldı. Herkesin tepkisini çekti. Çekti çünkü kimse bu durumu düzeltmek için elini taşın altında koymadı. Hadi bu maçlar bitsin de tatile gidelim derler gibiydi. Üç maçta ancak 1 gol atmak, milli takıma yakışmadı. Nerede o krallar, nerede o füze vuruşlar?
Hadi şans Türk milli takımının yanında değildi diyelim ama takımın performansı da çok kötü. Sistem havada uçup bulutlara karışmış. Takım içinde yardımlaşma, birlikte hareket etme diye bir şey kalmamış. Hepsi kendini yıldız diye gösterip kahraman olmak istiyorlar. Ama kahramanlık için o kadar kolay bir şey olsa hepimiz kahraman olurduk.
Diğer takımlara da baktım kıyaslamak için. Onlar hiçbir zaman rakibimiz Avrupa şampiyonu demedi. Yeşil sahaya inip becerdikleri kadar mücadele ettiler, kafa tutular. Bir Finlandiya bakıyorum, düne kadar futbolda bir yerde yokken şimdi bakıyorsun adam gibi çıkıp mücadele ediyorlar, maçın hakkını veriyor. İsveç çıkıp futbol ekolü olan İspanya’ya kalesini kapatıyor. Ve daha birçok örnek
Demek ki, şu futbol oyunu öğrenilmedi gitti... Maç, oynamadan kazanılmaz. Hedefler yüksek olabilir ve bu çok normal ama ona ulaşmak için çalışmalısın, savaşmalısın. Temellini sağlam zemin üzerine koymalısın. Takımda gençlerin olması hepimizi çok mutlu etti ama onlara kimse doğru yolu göstermeli, onları doğru okula göndermeli. Onları kimse elinden tutup futbolu iyice anlatmalı. Bunları tamamladıktan sonra sapsağlam bir futbol nesline sahip olunacak.
- Bu haber 25-06-2021 tarihinde yayınlanmıştır.