Türk Basketbolu Renkleniyor
Futbol’a kıyasen Türk basketbolu çok daha başarılı olduğu rahatça söyleyebiliriz. Hangi açıdan bakarsak bakalım başarılı adımları görebiliriz. Avrupa’nın en kaliteli 4. ligi. Çok büyük başarılara imza atmış. Avrupa sahnesinde kendini ispatlamış. Kalitesinden dolayı dünya yıldızlarına ev sahipliği yaptı.
Elbet ki, istenilen dereceye geldi diyemeyiz. Çünkü, Türk basketbolu daha iyi şeyler yapabilecek güçte. Son yıllarda Avrupa basketbolunun en kaliteli koçları ve oyuncularını getirip sadece bir kulüp dörtlü finalde yer alması, sarf edilecek daha uzun yol var demektir.
Bu, Avrupa kapılarından. Bir de yerli basketbola bakarsak orada biraz daha farklı. Uzun yıllar var olan bir ekol Efes. Ona de eşlik eden ve her sezon şampiyonluk hedefiyle yola çıkan Fenerbahçe Ülker. Son yıllarda ezeli rekabet hakim bu iki takım arası. Biri başarılı bir oyuncu renklerine bağladığı an, diğeri hemen kolları sıvıyor, onun daha üstünde biriyle el sıkışıyor.
Fakat, bu iki takımlık sistemi bozmaya çalışan çok takım var. Bunda da başarılı olmuş birçok kulüp. Rahat nefes almalarına izin vermeyen Pınar Karşıyaka, Beşiktaş, Galatasaray. Her sezon hedeflerine ulaşmalarında zorlayan biri çıkıyor. Hatta, göz önünden kupalarını almış şampiyon takımları var.
50 yıllık tarihinde farklı farklı kulüpler, şampiyon unvanına laik görüldü. Son 5 yılda ise 4 farklı takım bu Türk basketbol şampiyonu sıfatıyla isimlendi. Bu, şunu gösteriyor, Türk basketbolu artık renklendi. Şampiyonluk oyununda sadece bir-iki takım yok. Ya da nasıl olsa ben Türk basketbolun en büyüyüm deyip şampiyonluk kendi gelir felsefesini tavana atmalıdır, böyle düşünen takım ve yöneticiler varsa.
Çünkü rakipler güçlü, kaliteli ve kendini ispatlamak isteyenler. Son örnek, bu sezonun şampiyonu Pınar Karşıyaka. Çalışmanın ve inanmamın ardından gelen bir zafer. Geçen yıllardan sinyal verilmiş, kupaları birer birer müzesine götürüyordu. Türk kupalarını toplamaya başlayan, Ufuk Sarıca’nın takımı, finali de yaptı ve Türk basketbolunun en başarılı takımı oldu.
Demek ki, yola çıkarken inanacaksın. Bunu yapmazsan, en kaliteli takımı kur, onun üstüne dünya koçunu de getirsen boş. Sonuçlardan hayal kırıklığına uğrayacaksın. Ardından da, nasıl olur bu kadar yatırım yaptıktan sonra başarı gelmez diye soruları aklında döner.
İşte takımı iyi hazırlayacaksın, ona güveneceksin. Böyle olunca, hem kulüpler kazanır hem seyirci hem Türk basketbolu. Maçlara bir bakıyorum, tribünler tıklım tıklım. Bir final maçı oynadığını düşünürken, sıradan bir hafta maçı olduğuna söyleniyor. İşte, bunu herkes istiyor. Maçlar dolu tribünler önü oynansın, verilen emek herkesten alkışlansın.
İnanıyorum ki, Türk basketbolu daha da renklenecek, daha zevkli günler yaşatacak. Bu sadece erkeklerden değil, Türk kadınları da basketboluna çok şeyler kattığını rahatça söyleyebilirim. Ve kim ne derse desin, ama Türk basketbolu, futboldan daha başarılıdır.
- Bu haber 22-06-2015 tarihinde yayınlanmıştır.