"Ülke Olarak Birlikte Yaşama Kültürünü Geliştirirken, Türkçeyi Unuttuk Galiba"
Temmuz 2017 tarihinden itibaren Makedonya Cumhuriyeti hükümeti tarafından, Makedonya meclisinde görüşülmesi, değerlendirilmesi, gerekirse değiştirgelerle değişikliğe gidilmesi ve en sonunda oylamaya sunulması açısından gönderilen “Diller Yasası Teklifi” geçen süre içerisinde tarafımızdan gözden geçirilip değerlendirilmiştir.
Normal şartlarda Makedonya meclisinde yasa teklifleri Siyasal Sistem Komisyonunda tartışılırken bu yasa teklifi ilk defa Avrupa Birliği Komisyonunda görüşülmesi kararıyla, Makedonya meclisinde görüşülmeye başlanmıştı.
Bunun ardından, muhalefet milletvekillerinin arasında;
-Anayasaya aykırı mı değil mi ?
-Avrupa Birliğinin öncelikli yasası mıdır/değil midir ?
-Makedonca ve Arnavutça dışında, diğer azınlıkta olan halkların kullanmış oldukları anadilleri açısından herhangi bir ilerleme var mıdır/yok mudur? derken, “Diller Yasası Teklifi” Avrupa Birliği Komisyonunda görüşülmeye başlanması kararı alındı.
İktidarda olan parti milletvekilleri, hatta Başbakan Zoran Zaev tarafından, bu “Diller Yasası Teklifi” doğrultusunda sadece Makedon ve Arnavut dilleri açısından değil, diğer azınlıkta olan %20’nin altında yaşayan halklar da bu yasadan faydalanacağı ve ana dilleri kullanımında iyileştirmeler yaşanacağı açıklaması gelmişti.
“Diller Yasası Teklifi” tarafımızdan gözden geçirilip değerlendirildikten sonra, bu yasa teklifinde Makedon dili ve Arnavutça dışında, Makedonya’da kullanılan diğer dillerin daha doğrusu Makedonya’da yaşayan ve toplam nüfusun %20’sinin altındaki halkların ana dili kullanma şansları, Yerel Yönetimler Kanunuyla düzenlendiği bir kez daha tekrarlanmış olduğu dikkatimizi çekmişti.
Bunu göz önünde bulundurursak söz konusu bu yeni “Diller Yasası Teklifi” azınlıkta olan halkların ana dili kullanımını açısından hiçbir yenilik getirmediği kanısına varılmıştır.
Bu doğrultuda muhalefette bulunan azınlık milletvekili olarak bu yasa teklifinde bazı değişikliklerin yaşanması açısından, değiştirgeler sunmaya karar verdik.
Bu değiştirgeler:
1. Madde 4-2 : Makedonya Cumhuriyeti meclisinde Türk milletvekillerinin kendi anadilinde kürsüden hitap hakkına sahip olması.
2. Madde 18-1: Yeni kurulacak olan “Dillerin Kullanımı Ajansı” dillerin kullanım standardizasyonunu belirlerken Türk dilinin de kullanımını gözetim hakkına sahip olması.
3. Madde 18-2: “Dillerin Kullanım Ajansı” müdürü, M.C hükümeti tarafından değil, M.C meclisi tarafından seçilmesi.
4. Madde 18-3: “Dillerin Kullanım Ajansı” kurumunda Makedon ve Arnavut dil uzmanları dışında, Türk dili ve edebiyatı uzmanlarına da istihdam sağlanması.
5. Madde 19-3: “Dillerin Kullanım Ajansı” görevleri doğrultusunda Makedonca ve Arnavutça dışında Türk dilinin kullanımını ilerletme görevini de üstlenmesi.
6. Madde 19: “Dillerin Kullanım Ajansı” Makedonca ve Arnavutça dışında Türk dili kullanımı ile ilgili öneriler ve teklifler sunmalı.
7. Madde 21: M.C hükümeti ve bu yasanın uygulanmasında sorumlu diğer kurumlar Makedonca, Arnavutça ve Türkçe dilinin kullanımı ile ilgili teşvik önlemleri alması.
Avrupa Birliği Komisyonun 3. gününde de öngörülen “Diller Yasası Teklifi” değiştirgeleri tartışması iktidar tarafından gündeme getirilmesi uygun görülmeyip tartışmaya açılmaması sonucu mevcut değiştirgeler hükmünü yitirmiş söz konusu komisyondan geçmeyi başaramamıştı.
TDP milletvekili olarak Makedonya genelinde ister yerel çapta ister merkezi çaptaki anadilimizin kullanımıyla ilgili teklif etmiş olduğumuz değiştirgeler gündeme getirilmeden bu komisyon tarafından reddedildi.
Bunun sonucunda teklif edilen "Diller Yasası" hiçbir değişikliğe uğramadan Makedonya meclisinde salt çoğunlukla seçildi ve kısa süre sonra Makedonya Cumhurbaşkanı Gyorge İvanov tarafından veto kararıyla, görüşülmesi için tekrar M.C meclisine çevrildi . Bu günlerde onun yoğun tartışmaları yaşanmaktadır.
Geçen bu dönem içerisinde, Makedonya meclisinde "Diller Yasa Teklifi" tartışılırken, Makedonya’da faaliyet gösteren STK'lar özellikle MATÜSİTEB yönetiminin, Anayasa Mahkemesi Üyesinin, Makedonya’da artık "sığ siyaset yapmayalım" diyen bazı derneklerimizin, üniversitelerimizde ki mevcut akademisyenlerimizin konuyla ilgili hiçbir düşünce belirtmemeleri; Makedonya meclisinde bu önemli yasa teklifini görmemezlikten gelerek, konuyla ilgili açıklamada ve ya her hangi bir yorumda bulunmamaları, ilgisizlik içerisinde konuya seyirci kalmaları inanın beni hayretler içerisinde bırakmıştır.
“Bu yasa neyin nesidir?”, “Bu yasa tasarısıyla Makedonya’da yaşayan Türkler açısından bir gelişme olacak mı?” sorularını beklerken, hiç kimse tarafından bu yasa tasarısıyla ilgili bir açıklamanın da gelmemesi şahsen beni derinden üzmüştür. Bu ilgisizliği neye borçlu olduğumuzu anlamış değilim.
İktidar ortağı olan Türk partisi milletvekili de geçen bu sürede bu yasa tasarısının Türkler açısından iyi bir gelişme olduğunu, önümüzde ki dönemde Türk dilinin kullanımının genişleyeceğini beyan etmesi abesle iştigal olduğu görülmektedir.
Bu mevcut yasa tasarısı sonucu Makedonya’da yaşayan %20’nin altında ki halkların söz konusu olan soydaşımızın anadilini kullanma hakkı sadece daha önce olduğu gibi “yerel çapta kullanım” ile sınırlı kalacağı açıkça ortadadır.
Yerel çaptaki anadili kullanımı ise daha önce mevcut olan sistemik ve 2/3’lik bir çoğunlukla oylanan “Yerel Yönetimler Kanunu” yapısının 41. maddesinin öngörmüş olduğu “Toplam nüfusun %20’sinin altında ki halkların ana dilinin resmileşmesi, yerel yönetimin (belediyenin) konsey üyelerin çoğunluğunun almış olduğu bir kararla düzenlenmiştir.”
Bu doğrultuda bizler “Eski Tas Eski Hamam” diyerek yolumuza devam ediyoruz.
Yerel çaptaki ana dilimizin kullanımı ile ilgili tartışma sürerken bazı milletvekillerin Belediye Başkanlarının “iyi hali” göz önünde bulundurularak Türk dilinin Kırçova, Çayır, Gostivar, Studeniçan, Vrapçişte gibi belediyelerde resmileştiği konusu gerçeği yansıtmamaktadır çünkü bu belediyelerde bugün Türkçemiz resmiyet kazandıysa bu o belediyelerdeki iktidar olan siyasi partilerin TDP ile koalisyon yapması sonucu ve o belediyelerde ki bizim belediye konsey üyelerimizin yapmış oldukları başvurularla resmiyet kazanmıştır.
Söz konusu olan bu belediyelerde Türkçemizin resmileşmesi, Türk bayrağımızın göndere çekilmesi, elde edilen istihdam ve diğer haklarımız, TDP Belediye konsey üyelerimizin üstün gayretleri ve bugün her nasıl ki hükümetin kurulmasında siyasi bir pazarlık varsa bu resmiyet aynı şekilde yapılan siyasi pazarlıklar sonucunda elde edilmiş bir hak olduğundan uçan kuşların bile haberi vardır.
Dolayısıyla sadece belediye başkanının “iyi niyeti” demiş olursak, hem 27 yıldır Makedonya siyasi sahnesinde faaliyet gösteren, bugüne kadar elde edilen her şeyde katkısı bulunan TDP’ye yazık etmiş oluruz hem de o belediyede TDP’ye oy kullanan soydaşımızı görmemezlikten gelmiş oluruz.
Bunu anlamakta zorlanan ve ya vurdum-duymaz tavırlar takınan bazı Türk siyasetçilerine alenen belirtmek ister, medyaya vermiş oldukları demeçler gerçeği yansıtmadığını bir kez daha hatırlatmak isterim.
Yusuf Hasani - Makedonya Meclisi Türk Demokratik Partisi milletvekili
- Bu haber 30-01-2018 tarihinde yayınlanmıştır.