Bunu Yaşamadan Önce!!!
Yine acı bir haber, yine acı bir olay. Terör yine devrede ve onlarca şehit ve yüzlerce yaralı. Yine hayatını vatan için feda eden Mehmetçik, yine baba ocağında ateş düşen masum insanlar.
Bu kez terör sporu vurdu. Maçın ardından canlı bomba tüm insanları ağlattı. Kimileri babasız, kimileri oğulsuz kaldı, kimileri ise kardeşini kaybetti. Ama Türkiye devleti koruyanları kaybetti.
Geçen hafta çok acılar yaşandı, çok yürekler yandı. Acıyı paylaşmak, onu azaltmak için birçok insan ayağa kalktı. Olay yerine güller bırakıldı, dualar edildi.
Bir anma töreni spor sevenlerden de geldi. Beşiktaş spor kulübü bir adım öne çıkarak büyük bir organizasyon gerçekleştirdi ve tüm şehitleri andı, saygı gösterdi. Tabi ki, bu davranış ölenleri geri çeviremez ama acıyı biraz olsun azaltmak ana hedef.
Bu tür anma törenleri güzel. Tüm insanlar birlik olup şehitleri anması güzel bir davranış. Onlara saygı göstermek, yakınlarının acısını paylaşmak dini bir görevimiz hepimizin.
Ama, bu tür şeylerin anlamını geç olmadan öğrenelim, öğretelim. İnsanın kıymetini bilelim. Kaybetmeden değer verelim. Ayrımcılığa gerek yok. Hepimiz Allah’ın kullarıyız.
Beşiktaş stadındaki tribünleri gördüğümde inanın çok mutlu oldu. Mutlu oldum, çünkü tüm insanlar bir aradaydı. Ev sahibinin taraftarı da orada, ezeli rakip Galatasaray’ın da. Her sezon şampiyonluk yolunda yolları kesişen Fenerbahçe’nin taraftarı da orada, Göztepe atkısını sallayan seyirci de.
Karadeniz’in fırtınası da yerini almış, konuk ekibi destekleyen Kayserililer de. Tribünler renkli, seyirci birbirine sarılmış, polislere sevgi gösteriyor. Bir maçı nasıl karşı taraftarla yan yana izlediğini gösteriyor.
Demek oluyormuş. İsteyince oluyormuş. Türk halkı başaramayacak şey yoktur ama bunu geç olmadan başlamaya alışmalıyız. Bir-iki hafta önce yazımda vardı, Peygamberimizin söyleri. Yine hatırlatmak istiyorum. Beş şey gelmeden evvel şu beş şeyi ganimet bilip değerlendir: “İhtiyarlık gelip çatmadan evvel gençliğin, hastalıktan evvel sıhhatin, fakir düşmeden evvel varlıklı olmanın, meşguliyetten evvel boş zamanın ve ölüm gelmeden evvel hayatın kıymetini bil, bunların hakkını ver!”
Spor sevenler de bunu aklında bulundurmalı. Öyle ki, bazı şeylerin zamanı geçmeden önce değerini bilmeli. Birlik ve beraberlik içinde bir maça ev sahipliği yapmak bu kadar zor mu? Rakibin taraftarıyla iç içe olmak, daha güçlüsü kazansın deyip maçtan kol kola ayrılmak bu kadar zor mu?
Yoksa, yüzlerce polis, Mehmetçik ve masum insanı kaybettikten sonra mı aklımızı toplayacağız? O kadar genci toprağa verince, aynı tribünde başka renkli forma giymiş seyirciyle birlikte oturacağız?
Bu yüzden geç olmadan değerini bilelim. Kan akmadan kardeş bağlarımızı güçlendirelim. Kavga etmeden takımımızı destekleyelim ve maç sonrası hep birlikte evin yolunu tutalım. Çünkü, sporun ana hedefi bu, amaç bu. Din, dil, ırk ayrımı olmadan hep birlikte yarışmak, daha başarılı olanı da kutlamak.
- Bu haber 22-12-2016 tarihinde yayınlanmıştır.