Nerde O Eski Futbol?
Yaz yaklaşırken, herkes tatilini hangi denizde geçireceğini tartışırken bazıları ise seçim sıcaklığından eriyor. Bazıları siyasi seçiminde, bazıları da kulüp çapında bayrağı devralmak için yüksek dereceler altında yarışıyor.
Böyle bir dönem yaşarken, dünya da büyük bir seçime şahit oldu. Dünya futbolunun en büyüğünü seçmek için tüm dünya Avrupa’nın göbeğinde toplandı. Biri yıllardın bu koltuğun sahibi olan, diğer rakip ise bir kralın oğlu, futbol sevdalısı.
Çoğu ülkenin gönlünü alamayan eski kurt, yine başkanlığı kazandı. İkinci turda rakibi seçimden çekilerek, yeni başkanı tebrik etti. Böylece, bir dönem başkanlık görevini üstlenen eski-yeni başkan, dünya futbolunu geleceği için çalışacağını ifade etti.
Ama şimdiye kadar çalışırsa, vay dünya futbolun haline. Şike dersen, var. Yasal dışı işler dersen, o da var. Tek sözle, her tür yoksuzluk var bu işin içinde. Bir organizasyonu zengin ülkelere vermek için el altı para almaya kadar. ‘Fair-play’i onlar çıkarmalarına rağmen o sözcüğün f’si bile kalmadı.
Herkes, bu yoksuzluğu basa basa anlatıyordu. Ama bunları durduracak kimse yoktu. Seçim esnasında Avrupalılar bir ara protesto ettiler bu tür olayları destekleyenleri, ama çoğul oyunu yine eski başkana verdiler.
Demek ki, çoğul kişiler bu işlerden memnun. Futbolu bir oyun değil de, bir siyasi ya da bir ekonomi çıkarlı oyuna dönüştürdüler. Fair-playle değil de, kimin yumruğu daha kuvvetli, o futbolu yönetecek kuralını desteklediler.
Bu yüzden, artık biz seyirci futbol nedir sorusuna cevap ararken futbolun tercümesinde kaybolduk. Dedelerimiz, hep diyor nerde o eski Bayramlar, nerde o iftar telaşı. Futbolun parlak günlerini hatırlayan, Pele’yi ya da Maradona döneminde maç izleyenler, nerde o eski maçlar, nerde o eski tribün heyecanı diye hep üzülüyorlar.
Durum böyle devam ederse, biz de gelecek nesillere futbol hakkında neleri anlatacağımızı hiç bilmiyorum. Dünya organizasyonunu para için satanları mı, yoksa milyonlarca avro kazanan ve dünya futboluna bir tuğla koymayan manken futbolcuları mı.
Önceden ne uçak vardı, ne de hızlı tren. Ama her maç tıklım tıklım ve 90 dakikadan güler yüzlü seyirci. Şimdi, hem uçak var hem birkaç saatine binlerce kilometre geçen araçlar. Ama stadlar yine boş, oynanan oyundan zevk alamayan taraftar.
Futbolsevenler bunları yaşarken, başkalığa yeniden seçilen eski başkan, istifa etti. Sadece birkaç gün bu görevi üstlenen başkan, neden bunu seçimden önce yapmadı? Dünya futboluna yeni kan gerekirken, bazı kişiler daha da batırıyorlar. İyice bataklığa sokup, ondan sonra çekilme arzusu var galiba.
Bunun daha kötüsü olacağını inanmıyorum. Dünya futbolu yerlercez sürükleniyor. ‘Yok mu bu durumdan beni çıkartacak biri’ diye her taraf haykırıyor gibi. Ama, çoğu kulaklarını tıkamış, duymamasızlıktan geliyor. Bu durumun ardından, vay futbolun haline demek kalıyor bize.
- Bu haber 09-06-2015 tarihinde yayınlanmıştır.