Yerli Takım İçin Son 6 Yıl
Türkiye Cumhuriyeti, 100.cü yılını çok görkemli kutlamak istiyor. Bu yüzden kendi uçağını, kendi tankını, kendi tabancasını yapmak için hız kesmeden ilerliyor. Şu aralar ise Babayiğitler çıkıp yerli arabayı yetiştirmek için düğmeye bastılar.
Bunlar sanayi ve ekonomide atılan adımlar. Buna benzer Babayiğitler sporda çıkacak mı? Yerli takımlar kuracağız diye bir adım atacaklar mı? Milli takımları güçlendireceğiz, yetenekli yerli sporcular üreteceğiz deyip gençle el uzatacak kişiler çıkacak mı? Eski başarılı günlere döndürecekler mı?
Arzumuz, Babayiğitler spora da el atsın, 100. yaşını Türk sporu da başarılarla kutlasın. Neden olmasın. İmkanlar var, Türk gençleri hazır bekliyor. Oturup sosyal medyada vakit geçireceğine, sporla uğraşmaları için kapıları Babayiğitler açarsa, inanıyorum ki bu proje başarılı olur. Bu sadece futbolda değil, her spor dalı için geçerli.
1. Gençler mı yok?
-Hayır, var. Hem de 20 milyondan daha fazla.
2. Sahalar mı yok?
-Hayır, var. Sayısı çok olduğu için tam sayı bilinmiyor ama modern, Avrupa stadlarından daha güzel onlarca stadyum inşa edildi.
3. Salonlar mı yok?
-Hayır... Hepsi çok güzel, hepsi son teknolojiye sahip.
4. Para mı yok?
-Hayır... Sporun etrafına bol para dönüyor.
Diğer şartlar mı uygun değil. Hayır... Her biri sporun gelişmesi için ayak uydurmuş. Peki sebep ne? Problem neden kaynaklanıyor?
Sebepler çok galiba, say say bitmez. Öncelikle, spora amatörce bakanların sayısı çok yüksek. Bu yıl başarılı olayım, gelecek yılları yeni başkan düşünsün diye kulüpler yönetiliyor. Plan-program yapılmadan paralar hiç gözünü kırpmadan harcayanlar var.
En büyük problem yerli sporculara değil de, yabancı sporculara olan sevda. Çamurdan olsun ama yabancı olsun diyenler, Türk sporu bu hale getirdiler. Milyonları savurarak sporcu transfer ettiler. Değer mi bu kadar paraya satın alalım sorusunu hiç düşünmediler. Sporculara milyon avrolar verdiler ama sonra kulübeye hapsettiler. Törenle karşılananlar, sert veda partisiyle gönderildiler.
Söz konusu Türk sporcular tam tersi oluyor. Aylarca paraları ödenmiyor, lüks villada kalamıyor. Özel şartlar sunulmuyor. Böyle olunca, elbet ki Türk gençlerinde moral bozukluğu olur, spordan uzaklaşma sinyalleri yanıyor.
Bir diğer sebep de altyapı. Altyapıya hiç önem verilmiyor. Yetenekleri keşfedilecek insan yok. Kimse yüzüne bakmaz, maçlarını izlemez. Böylece, ne milli takım yükselişe geçebilir, ne de kişisel başarısı olabilir.
Bunlar elbet başarısızlığın çok büyük nedenleri. Ama bir neden daha var. O da sporcular. Havaya çok çabuk giriyorlar. Kardeşim, profesyonel işi henüz gireli 1-2 yıl. Bir bakıyorsun, Avrupa’daki takımlarla imzalıyor. Ya kardeş, sen önce iyice bir piş ondan sonra dünyaya açıl.
Bakıyorum, sadece bu sezon NBA’ye 2-3 basketbolcu gitti. Peki, orada yedekte oturmakla Türkiye’de yıldız olmak bir değil bence. Bir diğeri, Avrupa’da futbol oynuyorum diye havalarda geziyor ama bir baktık uzun süre piyasada yok. Yıldız kolay olunmuyor. Olunsa da, en önemli şey yıldız kalmak. Burada Tugay’ın İngiltere’deki vedasını hatırlatacağım. İşte yıldız böyle olunur, yıllarca da akıllarda kalır.
Her neyse. Sebepleri saymakla olmaz bir şey. İş gerek, istek gerek. 2023 yılına kadar 6 sene var. Yerli takımları kurmak, çalışmak ve başarıya imzanı atmak için hazırlıklar yapılmalı. Geç olmadan işe koyulmalı. Sahaya inip Türk sporunu korumak ve ilerletmek için Babayiğitler aranıyor.
- Bu haber 14-11-2017 tarihinde yayınlanmıştır.