Elimizden Gelen Bu Kadar
Herkes kendi gücünü, kendi becerilerini bilerek bir işe koyulur, kendisine bir yol çizer. Bazen kendini aşarak mucizeye imza atabilirsin ama bu yine belirli sınırlar içinde olur. Mucize, abartılı bir şekil alamaz. Özellikle spor’da. Bir sıçrarsın, iki sıçrarsın. Üçüncüsünde kendini yerde bulursun.
Bu yüzden çok hayal etmek de olmak. Kendini bilerek bazı konulara el koyacaksın, kafa tutacaksın. Hayır kardeşim, ben bu işi yaparım demekle olmaz hiçbir şey. Beceri ister, güç ister, sabır ister. Ve elbette, senden hem daha güçlüsü var, hem daha beceriksizi.
Makedon hentboluyla son şampiyonada bunu gördük. Her ne kadar fazlasını yapmak istesek de gücümüz belli. Aşa-yukarı kimi yenebiliriz, kime baş tutabiliriz belli. Kiminle yarışabiliriz, kiminle ise daha maç öncesi mağlup olacağımız da belli. Çok havalara girmemeliyiz.
Elbet, Dünya kupasına katılmak, dünyanın en iyi takımlarıyla aynı parkede yarışmak, yıldızlara kafa tutmak kolay iş değil. Bunun için de yetenekli olman lazım. Ülkemiz gibi küçük bir ülke en başarılıların arası yer alması büyük bir başarıdır.
Her işin olduğu gibi bu olayda da artılar da var, eksikler de. En önemlisi işlere hangi gözle bakıldığını bilmek. Eleştiriler her zaman oldu, olacak. Başarı bir sonuç geldiğinde ise bunu ilk tebrik edenler yine ilk eleştirenler.
Makedonya, Fransa 2017’de ne yaptı sorusunun cevabı başlıkta. Elimizden bu kadar geliyor demek en iyisi bence. Makedon hentbolu için en önemli şey, bu tur organizasyonlara katılmak. İlk hedefi gerçekleştirdik. İkincisi ise bir üst tur. Onu da başardık ama devamını getiremedik. Norveç’e yenilip Fransa’ya veda ettik.
Peki, bu şampiyonada Makedonya nelere başardı, nerede eksik kaldı. Bir üst tura yükselmesi küçük bir başarı değil. Özellikle, takım kaptanının oyunu herkesin ilgisini çekti ve en büyük takımda oynaması, sadece bir şans değil. Bunun için yetenek de gerek.
Bir diğer artı, takımda gençlere şans verilmesi, yeni jenerasyonun ürünlerini toplamaya başlaması. Fransa’da pek şans verilmedi ama gelecek organizasyonlarda takımı gençleştireceklerine eminim.
Fakat eksiklerimiz de vardı. Oyunu sadece kaptandan oynatmak, onun çıkışında tüm takımın felç olmasına neden oldu. O an itibariyle diğer oyuncular parkede kayboldu, avantajlıyken dezavantaja döndü.
Takım sadece bir-iki hentbolcunun üzerinden oynanmamalı hiçbir zaman. Rotasyon bol oyuncuyla yapılmakta, bu yüzden herkes oyun için hazır olmalı, antrenör her oyuncuyu oyuna adapte etmeli. Tabi, bazen bu tür değişiklikler için yer yok ama genelde bunu pratikleştirmeli.
Ama bizde en büyük problem yabancılaşmamız. Yabancılara çok ilgi gösteriyoruz galiba. Kendi çocuklarımız var iken biz gidip yabancıları ülkemizin formasını giymek için diz çöküyoruz. Bu yabancıların artıları nelerdir? Bizim çocukların yapamadığı, bu arkadaşlar mı yapacak? Makedonya’yı Avrupa şampiyonu mu ilan edecek?
Bunlar hepsi boş. Sadece daha çok para harcayıp sonuç yine sıfır. Makedon insanı bu sporda pek yetenekli ve şans verildiğinde çok başarılı olabileceğine eminim. Bu yüzden, kimse gözümüzü yabancılarla kapatmasın. Eğer takıma ilave edilirseler, bizim çocuklar iyi iş çıkarabilir. Tabi, bu zirve olmayacak ama ellerinden geleni yapacaklar.
- Bu haber 30-01-2017 tarihinde yayınlanmıştır.