Haksız Rekabet...
Bazı ihracata yönelik çalışan yerli firmaların yöneticileri yeni Hükümet’e yabancı yatırımcıları şikâyet ettiler. Yöneticiler, açılan her yeni iş yeri için 1.000 avrodan 11.000 avroya kadar devlet yardımı, personel eğitimi için sübvansiyonlar almalarına ve kişisel gelir vergisinden muaf olmalarına rağmen yine de aktif olarak iş arayanlar yerine yerli firmaların çalışanlarına daha fazla maaş vererek eğitilmiş personeli kadrolarına kattıklarını belirttiler. Bu şekilde yabancı yatırımcıların piyasada etik davranmadıklarını ve haksızlık yaptıklarını vurguladılar.
Yabancı yatırımcılar devletten aldıkları yardımlar sayesinde daha yüksek maaş vererek daha rekabetçi durumunda bulunabiliyorlar. Yerli firmaların yöneticilerinin yeni Hükümet’ten istedikleri şey yabancı yatırımcıların en az üç ya da altı ay aktif olarak iş arayan ve İstihdam Ajansı’na müracaat eden kişileri eğitmeleri ve çalıştırmalarıdır. Böylece piyasada yaşanan haksız rekabet sona erecek. Ayrıca, Hükümet’in yabancı yatırımları sübvanse etmekteki ana amacı bu firmaların İstihdam Ajansı’nda kayıtlı bulunan ve işsiz olan kişileri eğitmeleri ve çalıştırmalarıydı. Başka bir saçmalık ise yabancı yatırımlar yerli firmaların doldurdukları devlet bütçesinden sübvanse ediliyorlar, yabancı yatırımların ise bütçeye katkıları yok denecek kadar az.
Geçen haftalardaki bir yazımda da anlattığım gibi yeni Hükümet hazırladığı “Ekonomik Büyüme Planı” adlı raporunda çalıştırdıkları yeni kişilerin %80’ini İstihdam Ajansı’nın listesinden alan firmaları sübvanse edeceklerini duyurmuştu. Burada belirsizliğini koruyan şey ise bu tedbirlerin eski Hükümet’le devlet yardımı anlaşması bulunan yabancı yatırımlar için geçerli olup olmayacağı konusudur.
95 milyon avro devlet yardımı!
Hükümet’in son verilerine göre yabancı yatırımcılar yaklaşık olarak 95 milyon avro devlet yardımı almışlar. Balkan Araştırmacı Gazetecilik Ağı’nın analizlerine göre (BIRN) bunlardan 26 milyon avro nakit bağışları ya da fabrikaların inşaatı, personelin eğitimi için olan sübvansiyonları, geriye kalan 69 milyon avro ise vergi ve gümrük muafiyetlerini oluşturmaktadır. Fakat, yabancı yatırımcılar ile olan bu anlaşmalar aktif olduğu için, yatırımların değeri, açılan yeni iş yerleri, vergi ve gümrük muafiyetleri hakkında olan yükümlülüklerin 10 yıl içinde karşılanması gerekli olduğu için bu yardımın daha da büyük olacağı çok açık ve net. Bu anlaşmalarda göze çarpan şeylerden biri de devlet yardımının yatırımın değerinin yarısından daha fazla olamayacağıdır. Hükümet anlaşmaların çoğunda yatırımın değerinin yarısını sübvanse etmeyi kararlaştırmış. Hükümetin bir yatırım için verdiği en büyük sübvansiyon 10 milyon avroyu geçmiş, bir yabancı firmada ise açılan her yeni iş yerini 11.000 avro ile sübvanse etmeye karar vermiş. BIRN’in hesaplamalarına göre onaylanmış devlet yardımlarının büyük bir bölümü daha kullanılmamış durumda. Bunlar genellikle 2015 ve 2016 yıllarında yapılan anlaşmaları oluşturmaktadırlar, devlet yardımı ise firmaların yükümlülüklerini yerine getirmeleri, fabrikaların inşaatı, yeni iş yerleri açmaları ile gelecektir. Vergi ve gümrük muafiyetleri de çalışmaya başlamalarıyla birlikte hesaplanacaktır. Ayrıca, yeni Hükümet kamuoyuna yabancı yatırımcılara karşı olan yükümlülüklerini tamamen karşılayacakları sözünü verdi.
1,2 milyar avro değerinde yerli yatırımlar!
İstatistiklere göre geçen yıl 1,2 milyar avro değere ulaşan yerli özel yatırımlar brüt-yabancı yatırımların iki katından fazla değer elde etti. İş adamları eski Hükümet’in verilere bakmaksızın sürekli yabancı yatırımcıları desteklediği için ayrımcılık yaptığını savundular. İki yıl önce yapılan bir anket üç yöneticiden ikisinin ayrımcılığa maruz kaldıklarını düşündüklerini gösterdi. Eski Hükümet’in verdiği cevap ise yerli firmaların da Teknolojik-Sanayi Kalkınma Bölgeleri’nde fabrikalar açarak yabancı yatırımcılara sunulan kolaylıkları elde edebilecek imkânlarının olduğunu söylemesiydi.
- Bu haber 09-11-2017 tarihinde yayınlanmıştır.