Kartal Uçuşu
Şampiyonlar ligi tüm hızıyla devam ediyor. Maalesef Türk futbolunun bu yarışlarda sadece tek takımı var. O da son şampiyon Beşiktaş. Geçen yıl olduğu gibi, bu yıl da Kara Kartal, Avrupa sahnesinde sergilediği çok iyi performansla herkesin gönlünü fethetti.
Yerli ligde kötü oyun, kaybedilen maçlar ve liderin çok gerisinde kalan siyah-beyazlılar, bir türlü geçenki başarılı oyununa dönemiyor. Aynı takım, bir-iki değişiklik hariç oturulmuş takım, aynı hoca. Ama yine çok eksik verdi, seyircinin tepkisini çekti.
Ama söz konusu Avrupa olunca Kartal’ın uçuşu bir başka oluyor. Gökleri titreten, kara bulutları üstünden çektiren bir takım görüyoruz. Aynı takım olmalarına rağmen çok farklı takım karşımıza çıkıyor.
Hakikaten Beşiktaş Avrupa karşılaşmalarını bir başka hırsla oynuyor. Bu, sadece beni değil herkesi memnun ediyor. Çünkü amaç Avrupa’yı sallamak, gücünü Avrupa’ya göstermek. Yaptığın transferleri Avrupa görsün, harcadığın paraları helalden harcandığını herkes bilsin.
Maçları seyrederken Beşiktaş’ın oyunu bana heyecan verdi. İstediğinde Avrupa takımlarına kafa tutulabileceğini herkese gösterdi. ‘Yok, Avrupa bizi maç başlamadan diskalifiye ediyor’ deyip kıvırmakla olmaz bu işler.
Neden Beşiktaş’ı kimse saf dışı bırakmıyor? Avrupa, Türkleri sevdi mi? Hayır... Oynayınca kimse seni dışlayamaz, oyununa gölge düşüremez. Başarılı performansını kimse hiç sayamaz. Demek ki, şimdiye kadar Türk futbolu oynamamış, sadece kıvırmak için sebep aramış.
Karşımıza Avrupa yarışlarında ilk kez müthiş başlangıç yapan bir Türk takımı. İlk 3 maçta üç galibiyet... Porto deplasmanı, Kral’ın şehri... Hiç fark etmedi. Çıkıp baskılı oyununu sahaya sürdü. Çalışınca, inanınca, çaba gösterince ürünleri toplarsın. Üç maçta 9 puanlı bir lider ve ikinci turu garantileyen bir Beşiktaş var.
Oyun açısından da çok iyi. Tam gaz. Atak futbol, baskılı oyun. Aman gol yemeyelim diye defansa kapanmıyor. Nasıl gol atabiliriz düşüncesi hakim her bir oyuncuda. Gol yeseler bile tempoyu düşürmezler. Bildiklerini, aldıkları taktiği ortaya koyuyorlar.
Ne rakiplerden korkuyorlar, ne gol yemekten. Kendine güvenince daha hırslı olmuyorsun. Karşı takıma saygın olunca ve gözün önünde çok büyütmüyorsan, işte o zaman kendine güven gelir, bu işten başarıyla çıkabileceğin de. Buna Şenol Güneş ve öğrencileri inandı ve ilerliyorlar.
Aman nazar değmesin. Biz böyle övüyoruz diye havalara girmesinler. Onlar bildiklerini yapsınlar yeter. Oynadıkları oyunu, rakiplere saygı ama korkmadıklarını sunarsalar çoğu rakip diz çöker, taraftarın tezahüratıyla oyundan alınma isteği gösterenlerin sayısı artar.
- Bu haber 20-10-2017 tarihinde yayınlanmıştır.