SURİYELER!
Şu “Karabeyaz” köşemde yine Suriye. “Sıkıcı, usanç ve tekrarlayıcı” olabileceğimi göze alarak, şimdiye kadar birkaç yazımda güncel Suriye durumuna değinmeme rağmen, şimdi de yine değineceğim. Değinmemek te mümkün değil, son birkaç yıldır Süriye’de yaşananların yanına bir de mültecilerin dramını alırsak, bu parça toprak dünyanın çok acı bir yarası olmuştur. Bu sebepten dolayı bazı yeni Suriye notlarımı paylaşayım, hislerimi ve düşüncelerimi aktarmaya karar verdim. Çokça ve sıkça duyduğumuz bir tabir-“Suriye denklemi”. Evet, tam bir denklem. Son beş yıldır, o zamana kadar sakin ve huzurlu bir Müslüman devleti görünümünde olan bu ülkede, kim ne içiyor, kim ne yiyor, ama hiç belli değil! Birbiriyle çatışan en az beş taraf var. Kim kimi destekliyor, kim kimin himayesinde, silahları kim kime veriyor, istihbaratçıların bile artık kafalarını karıştıracak mahiyette sorular. Bu konuların derinliğine girmeden bir tespitte bulunacağım.
Bu kötü olaylar başlamadan çok uzunca bir süre önce bir televizyon yayınında Suriyeden çok değerli bir filim yönetmeninin portresini izledim. İyi bir sanatçıydı, etkilenmedim diyemem. Ondan sonra elime çok güzel Suriye yapımı müzik albümleri geçti. İnternetten edindiğim bazı bilgiler ışığında çağdaş sanat dallarının bu ülkede gelişme kaydettiğini öğrendim. Tüm bunlar, bende, kültür açısından hayli yol kat etmiş bir Suriye resmi yaratmıştı. Bu devlet en modern Arap devleti olarak da adını duyurmuştu diyebiliriz, böyle düşünenlerin sayısı az değildi (tabi ki savaştan önce). Ve şöyle bir kanıya vardım: Kültürel faaliyetler bu ülkede kayda değer bir gelişme kaydetmiş. Kim bilir belki Suriye, kültür açısından en gelişmiş Arap ülkelerinden biriydi? Acaba yaşanan bu acı kaderin sebebi tam da bu olgu değil miydi? Bakalım “gelişmiş” ülkeler bunu, yani kültürlü bir İslam devletinin varlığını kıskanmadılar mı? Huzurlu ve manevi açıdan ilerleme sağlamış olan bir Arap-Müslüman ülkesinin istikbali kimilerinin gözüne batmadı mı? Sorular, sorular, sorular...
Bizim için son derece önemli olmasına rağmen Suriye Türkmen faktörüne bu kez temas etmiyorum, çünkü varmak istediğim nokta biraz farklı.
Yani, denklem dedik. Bu saatten sonra, bunca acıdan, vahşetten ve ölümden sonra Suriye denklemini çözsek ne fayda, çözmesek ne fayda! O sakin ve mutlu Suriye’den bir iz kalmadı. Evet ancak burada önemli bir husus var: Suriye vakası her müslüman devletinde yaşayan halklara, ibretlik bir olay olarak zihinlerinde oturtulmalı.
Suriye denklemini diyelim ki çözdük. Peki bundan sonrası? Bundan sonrası yeni Suriyeler!
Cihanın patronları rolüne soyunanlar ve dünyada baş söz sahibi olmaya aday olanlar Müslümanların fatalist ve fanatik inançlarıyla oyun oynayarak, bu halklara saldırganlığı ve yok etmeyi empoze etmeye çalışıyorlar. Bu tuzağa düşen zavallı müslümanlar “din adına” katliamlar işlemekteler. Böylece “vahşi müslümanlar” imajını gündemde tutarak, bu “efendiler” ötekinin geleceğini elinden almayı hayat felsefesi yapmayı iş edinmişler. Ancak, nadir de olsa, gerçek Batılı aydınlar küresel çapta oynanan kirli oyunlara karşı cephe almayı bilmiş ve bilmekteler.
Dünyanın neresine baksanız, “saldırganlık revaçta” diyesim geliyor. Ötekinin insancıl ve asil değerini yok etme ihtirası! Böl ve yönet siyaseti bol bol uygulanıyor. Tabi ki ülkemizde de. Makedonlar kendi aralarında bölünmüşler. Arnavut ve Makedonlar arasında nihai anlaşma “bilim kurgu”. Canlı Osmanlı hatırası ve izi olan biz Makedonya Türkleri bile bir avuç olmamıza rağmen üç parti kurma lüksünü kendimize layık görüyoruz.
Umut ışığını görebilmekte sanki biraz zorlanacağız. Evet, ancak her güzellik yaşanan zorluktan sonra doğar!
Türkiye yeni Suriye olursa biz Makedonya Türklerinin hali ne olur acaba?! Bence bu sorunun cevabı kesinlikle müspet olamaz. Daha da öte, diğer Balkan Türkleri, Boşnaklar ile Arnavutlar dahil, böyle bir durumda kime dayanacak,kimden medet umacak? Türkmeneli, Azerbaycan, Türkmenistan başta olmak üzere tüm Türkistan'ın kaderi o halde ne olur? Allah böylesi bir musibetten muhafaza eder inşallah! Bölgede tüm gözler Türkiye’de, bunu iyi bilelim!
- Bu haber 15-03-2016 tarihinde yayınlanmıştır.