Memur Olma Sevdası
Malumunuz olduğu üzere ülkemizde, özellikle de gençler arasında bir memur olma sevdası almış başını gidiyor. Gençler bir şeyler üretmek ya da kendilerini geliştirmek yerine devletin herhangi bir kurumuna yerleşmenin yollarını arıyor.
Peki, nedir bu memur olma sevdası?
Devlet kurumlarına son on yıl içinde çok sayıda istihdam sağlandı. Kapasitenin üzerinde çalışan alınınca, bu sefer kimileri göreve atanamadı, kimileri de yeterli çalışma koşullarına sahip olmayan devlet dairelerine yerleşti.
Geçen ay tanıdık biriyle karşılaştım. İş mevzusu açıldı. Ben kendisini işsiz sanıyordum, meğer ‘çalışıyormuş’. Yedi yıl olmuş işe gireli ama hala atanmayı bekliyor. Yedi yıldır bir gün bile işe gitmemiş ama maaşı her ay sıralı olarak hesabına yatmış.
Bu sadece örneklerden bir tanesi. Bunlardan yüzlercesi, belki de binlercesi var.
Bu şekilde işe girenler arasında Türklerin de olduğunu bilmek üzüntü verici. Bu kişilerin çoğu Ohri Çerçeve Anlaşması doğrultusunda toplumsal ‘hak’ talebiyle işe girdikleri halde, temsil ettikleri toplulukların haklarını savunmak için bir çaba sarf etmiyor. Toplumumuz kamuda çalışan Türkleri, Türk toplumuna hizmet ederken görmek istiyor.
Resmi olmayan rakamlara göre devlet kurumlarındaki memur sayısı 180 bine ulaşmış.
Makedonya İstatistik Kurumu 2017 verilerine göre Makedonya Cumhuriyeti’nin aktif nüfusu 954 bin 814. Bunların 734 bin 451’i çalışıyor, 211 bin 363’ü işsiz. Eğer devlet memuru sayısı 180 binse o halde aktif çalışan nüfusun yaklaşık % 25’i devletten maaş alıyor demektir.
Peki, devlet ve halk bu çalışanlardan herhangi bir geri dönüş alıyor mu? Maalesef alamıyor. Ülke standartlarının bir adım bile ileri gidememesi ve halkın devlet kurumlarından doğru dürüst hizmet alamaması kamudaki durumun vahimliğini açıkça ortaya koyuyor.
Geçen hafta Bilişim ve Kamu Yönetimi Bakanı, işe gitmeden maaş alan çalışanların en kısa sürede atamalarının yapılacağını duyurdu. Bu atamalar nereye yapılacak? Yine masa, sandalye, bilgisayar gibi çalışmak için gerekli en temel araçların olmadığı kurumlara. Yine çalış(a)mayacaklar. Yine çalışmadan maaş alacaklar. Ama bu sefer sadece işyerine kadar gitme zahmetinde bulunacaklar.
Kamuyu bu duruma düşüren, vatandaşı birer oy potansiyeli olarak gören bazı siyasetçiler ve hiçbir emek sarf etmeden devletten maaş alan memurlardır. Umarım hükümetin ekonomik kalkınma planı özel sektörü canlandırır da devlet kurumlarından özel sektöre geçişler başlar. Böylelikle devletin bütçesi de malum ‘memurlar’ tarafından kemirilmez.
Her şeyi geçtim, alın teriyle geçimini sağlama derdine düşmüş işçilere, çeşitli zor işlerde asgari maaş için çalışanlara, iki bin denarlık sosyal yardımla aile geçindirme derdinde olanlara haksızlık değil mi bu? Ama olsun adalet er ya da geç tecelli eder.
- Bu haber 13-03-2018 tarihinde yayınlanmıştır.