“Pyrrhus Zaferi” Kimseyi Mutlu Etmez
Makedonya ile Yunanistan arasındaki isim krizi görüşmeleri tüm hızıyla devam ederken, görüşmelerde nereye kadar gelindiği henüz kamuoyuna açıklanmıyor. Bilinen şu ki Haziran ayında Brüksel’de yapılacak NATO zirvesine kadar çözüm bulunamaması, tarafların “taktik” savaşına girmesine neden olacak.
Avrupa’nın “şımarık çocuğu” Yunanistan, ekonomik krizle boğuşmasına karşın Makedonya’yla yaşadığı isim krizinin yanında Türkiye’yle adalar ve Kıbrıs sorununda da kabul edilmesi güç taleplerden bulunuyor.
İsim sorunu görüşmelerinde büyük bir ihtimalle Makedonya’nın oldukça iyi niyetli ve taviz veren yaklaşımından cesaret almış olacak ki Yunanistan, Makedonya’nın Anayasasını değiştirmesi gibi bir talepte bulunuyor.
Yunanistan, geçtiğimiz yıllarda ilk olarak Makedonya’nın uluslararası kurumlarda kullanacağı isme razıyken, daha sonra bu ismin kendisini FYROM olarak tanıyanlar ve en son uluslararası hukukta “erga omnes” olarak bilinen ve bu durumda Makedonya’nın uluslararası alanda ve diğer ülkelerle yapacağı anlaşmalarda aynı ismi kullanmasını, dahası bu ismin Anayasada da yer almasının garantisini istiyor. Komşu, BM arabulucusu Nimetz’in sunduğu 5 teklif içerisinden altıncısını türeterek çözüm olarak sundu. GornaMakedoniya (Yukarı Makedonya – ancak Yunan tarafı ismin çevirisiyle değil olduğu gibi kullanılmasını istiyor) teklifi kayda bile alınmaması gerekiyor.
Aklıma gelen başlıca sorular şunlar:
Uluslararası hukukta kullanılan “erga omnes”in Makedonya’nın Anayasasını değiştirmesiyle ne alakası olabilir? Diyelim ki Anayasa değişti. 3,5 veya 10 yıl sonra Anayasanın yeniden değiştirebilir olması isim sorunun çözümünde Yunanistan için nasıl bir garanti sayılabilir?
Bu yaklaşımla, Yunanistan işi yokuşa sürmek mi yoksa AB ve NATO üyeliği tehdidiyle Makedonya’nın mümkün olduğunca fazla taviz vermesini sağlamak mı istiyor?
AB ve NATO temsilcilerinin “İsim sorunu çözülmeden üyelik yok” gibi net tavrı Yunanistan’ın elini güçlendiriyor. Sonuç olarak, ya uluslararası kurumlar Yunanistan’ın komik tekliflerine dur deyip orta yolu bulacak ya da Makedonya komşusunun elindeki güçlü kozlara boyun eğip ismini AB ve NATO üyeliği için feda edecek.
Tarafların, görüşmeleri güç gösterisine dönüştürmesi hiç kuşku yok ki kayıptan başka bir şey getirmeyecek. Bu da dönemin Kuzey Yunanistan Kralı olan Pyrrhus’un büyük kayıplar vererek kazandığı, ardından “Tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği buruk zaferlerden biri olacağı benziyor.
Bakalım isim görüşmelerinin sonucu beklentileri mi karşılayacak yoksa bir “Pyrrhus Zaferi” olmaktan öteye mi gidemeyecek.
- Bu haber 07-03-2018 tarihinde yayınlanmıştır.