Vay Başımıza Gelenler
Makedonya sporunu tam övgüler yağmuruna tuttuğumuzda, gelen haberler hakikaten bizleri üzdü. Özellikle Makedon basketbolu sporseverleri hayal kırıklığına uğrattı. Oynanan maçlar, gösterilen performans hiç memnun edici değil.
Makedon basketbolu eski günlerini arıyor ama yakında kavuşacağına inanmıyorum. Çünkü Makedon basketbolu o günlerden çok uzak. Buna bir adım daha yakın olmak için de hiçbir kıpırdama yok. 6 yıl önce kazanılan başarıdan maalesef küçücük bir işaret bile kalmadı.
Avrupa dördüncülüğü bir rüya gibi geçip gitti. O yıllar krallar gibi karşılanan milli basketbolcular şimdi adları bile anılmıyor. Anılmaması da normal. Şans sana gülmüş. En kolay grupta yer alıyorsun. Grubun favorisisin ve buna rağmen rakiplerini geçememen, uçuruma giden yolun başındasın demektir.
Bazı basketbolcular bunu daha önceden fark etmiş ki, milli daveti kabul etmedi. Önceden bunu kınamıştım ama milli takımın performansını görünce daveti reddedenlere hak verdim. Çünkü bu takımda milli duygu kalmamış, en düşük takımlara bile yenilmesi şimdiye kadar kazanılan başarıya leke sürümek demektir.
Demek ki, yeni nesiller eskilerini daha çok aratacak. Eskileri, Rusya ve Litvanya gibi dev takımlarla yarışırken, şimdikileri Arnavutluk, Ermenistan vs. gibileri ülkelerle yarışacak, Kosova ve Estonya gibilerinden ise fark yiyeceğiz.
Bu gruptan kolay çıkarız dediğimiz anda basketbolun dibine vurduk. Maç, parkede çıkmadan kazanılmaz kardeşlerim. Sırtından ter akmadıkça, rakibini ciddiye almadıkça San Marino de çok büyük rakip olur, o ülkeden de farkı yeriz, ondan sonra da vay başımıza gelene diye sağa sola sızlarız.
Peki, şimdi ne olacak? İşler yoluna girecek mi? Bu soruların cevabını federasyon ve kulüpler vermeli. Ama pek hazır olduklarını sanmıyorum. Sadece top benden çıksın mantığıyla hareket edildiği müddetçe bir değişiklik olacağını inanmıyorum.
Altyapı çok kötü. Gelecek vaat eden gençler hiç denilecek kadar az. Yatırımlar da yapılmayınca gelindiği durum bu. Milli takım dibe vurmuş, gelecek için hiçbir plan yok. Kulüpler kolayını bulmuş, yabancıları getirip başarının peşinde. Gençler ise umurunda değil.
Bu modaya federasyon ayak uyduruyor. Elinde gençler olmayınca, yabancılara dönüyor. Bir gecede vatandaşlık veriliyor. İskender’in torunları olduklarını iddia eden Makedonlar bir anda zenci kökenlilere dönüşüyor. Maykl’dan Metodiya, Jordan’dan Teodor oluyorlar bir anda. Milli takım beyazdan siyaha geçiyor.
Bu problem her spor dalında var. Geçen gün hentbol milli takımı kaptanı Kire Lazarov bundan bahsetti “Bir Avrupa şampiyonumuz var ama bir genç Makedon hentbolcu kazanamadık”.
Tam da konu üstüne bastı. Takımlar ve onları maddi destek verenler bir gecede başarıya ulaşma arzusu Makedon sporunu yok etme yolunu açtı. Çoğu takımlar yabancılardan oluşuyor, milli takımlar ise siyah kökenli sporculardan.
Nerede milli dava? Nerede o milli heves? Nerede o bayrak sevdası? Sadece televizyona çıkarak burası Makedonya, Makedonların ülkesi demekle olmaz bu işler. Makedonya takımını kendi insanlarınla inşa edersen işte o zaman büyüklüğünü gösterirsin, kahramanlığını ispatlarsın.
- Bu haber 18-09-2017 tarihinde yayınlanmıştır.