Yörüklerle Doğanın Uyumu
Yaz geliyor…
Yörükler buna “İlkyaz” diyorlar.
Makedonya’nın Kızılalma-Karaman Yörüklüğü’nde yazın belirtileri başladı, her yan yem yeşil oldu.
Yazın belirtisi Yörüklük’te, “yeşermek” ile; “otların yeşermesi” ile başlar. Otlar yeşermeye başladı mı, yaz da gelmeye başlamış demektir, Aktaş Dağı’nın güney eteklerinde.
Yazla, yayla; yaş, yaşamak; yeşil, yeşermek kelimeleri; ne güzel kelimeler…
Hepsinin kökünde ya- ya da ye- eki bulunmaktadır:
ya-zla, ya-yla, ya-ş, ya-şarmak, ya-şamak; ye-şil, ye-şermek…
-ye kökü, ya- kökünün kalın sıradan ince sıraya geçmiş biçimidir; özde bunlar aynı köktür/köktendir. “Yaşardı” derken göz ıslanmış, “yeşerdi” derken ıslaklıktan ötürü otlar yeşermiş olur. Yaşardı ve yeşerdi; her iki kelimenin kökünde “su” vardır; su da yaşamın ta kendisidir.
Bu kelimelerin hepsi Türkçedir ve Türk’e “yaşam” veren kelimelerdir. Bu kelimelerin hepsinin anlamı “yaşamak”la ilgilidir. Hepsinin kökünde “canlılık”, “dirilik”, “diriliş” vardır; “su” vardır… “Su”; yaşam demektir, canlılık demektir, dirilik demektir, diriliş demektir.
Mevsimlere göre yaşamalarını (hayatlarını) belirleyen Yörükler için diriliş, “otların yeşermesi” ile başlar. Otların yeşermesi; “yeniden dirilişin” adıdır onlarda. Yeşilliği görmek demek; “dirilmek” demektir, “yaşamak” demektir Yörüklerde.
Yörüklerde yıl baharda başlar. Onların yeni yılı “yaşlıkla/yeşillikle” başlar. Doğada yaşlılık/yeşillik belirdi mi, yıl başladı demektir onlarda. Doğanın yeşile bürünmesi, yeniden doğuş demektir o dağların eteklerinde.
Yörüklerin takvimi doğaya göredir; yıl “yaşla/yeşille” başlar. “yaş/yeşil” belirdi mi, “yıl” başladı demektir…
Makedonya Kızılalma-Karaman Yörükleri’nde “yıl”, “Kırklar” denen tarihle (zamanla) başlamaktadır. “Kırklar” demek; “yaşın/yeşilin” başlaması demektir; dirlik demektir, diriliş demektir. En özü “yaşamak” demektir.
Türk’ün yörük yaşama biçiminde bugün bize değerli bir kalıp söz kalmıştır.
Bugün Türkçemizde “yaşın kaç ya da kaç yaşındasın?” demekteyiz. Bu, Türk’ün yörük yaşama biçiminden kalan değerli bir kalıp sözdür. “Yaşın kaç?” kalıp sözü, “Sen kaç yıldır yaşıyorsun?” demek değildir; bu kalıp söz, “Sen kaç kez yaşı/yaşlılığı/yeşilliği (baharı, ilkyazı) gördün?” demektir…
Yörük’ün yeni yılı “yaşlılıkla/yeşillikle”, ilkyazda başlar. Yörük balasının, ilkyazda “yaşı/yeşili” görmesiyle birlikte, “yaşı/yeşili gören” anlamında “yaş”a, “yaşamaya başlamış” olmaktadır. Bundan sonra hem “yaşa başlamış” hem de “yaşamaya başlamış” sayılmaktadır. Daha sonraki zamanlarda “yaşamasını” yıllara bölmüş Yörük atalar… Ama hâlâ da “yılın kaç?” demiyoruz, “yaşın kaç?” diyoruz bugün.
Yörüklerde tek renkli giyim bulunmaz. Yörüklerin giyimi doğayı andırır; rengârenktir…
Yörükler doğayla iç içe yaşadıklarından dolayı, giyimlerini de doğayla bütünleştirmişlerdir. Yörük hatunun giyimi doğa gibidir; mumisi, güneşi; kıvrağı göğü, kırmızı futası, gelincik çiçeğini; fustanı çayırlardaki yeşil otları ve çiçekleri yanıstır; ap alacadır, rengârenktir giyisileri.
Yörüklerin yaşaması doğayla iç içe ve doğayla uyum içerisindedir.
Doğanın dört mevsimine göre dört ayrı yerde yaşar Yörükler: Yazın yaylaya, güzün güzleye, kışın kışlaya, yayın yalaya yörürler. Dört mevsimde, dört ayrı yerden devinip (hareket edip) dört ayrı yere “yörüdükleri” için “yörük” adıyla adlanmışlar onlar. Kalın (hava) sıcaksa, dağların en yüksek yerlerine; kalın soğuksa, dağların en alçak yerlerine yörürler. Kalın ılıksa, dağların bellerinde, eteklerinde yaşamalarını sürdürler. Kendilerini doğanın, kalının (havanın) durumuna uydururlar.
Yörük; doğayla bütünleşen, ona uyum sağlayan kişi demektir!
- Bu haber 25-04-2018 tarihinde yayınlanmıştır.