Makedonya’da 2020 yılında yapılması öngörülen Nüfus Sayımları, Türkler açısından hiç başlamadan bitmiş sayılmalı mı?
Ibrahim Murat
Devlet İstatistik Kurumu tarafından 2020 yılında yapılması öngörülen nüfus sayımlarıyla ilgili kanun taslağı hazırlandığı tüm kamu oyuyla paylaşıldı. Yeni kanunda yapılmış bazı yeni değişiklikler öngörülmekte.
Hatırlanacağı üzere 2011 yılında durdurulan sayım işlemleri, o süreçte planladıklarını pratikte uygulayamayınca ve sahadan gelen bilgilerden memnun kalmadıklarından ötürü iki büyük topluluğun kararıyla durdurulmuştu.
Kamu oyuyla paylaşılan 2020 yılında yapılması öngörülen sayım kanununun taslağında ve 200’e yakın soru içerisinde iki ana sorunun yer almayacağı öngörülmekte. Sayım formlarında diğer soruların yanında ‘MİLLİ’ mensubiyet ve ‘DİNİ’ Mensubiyet sorularının olmaması teklif edilmekte.
Sunulan teklif Makedonya Anayasa’sının Ruhuna, giriş kısmına ve değişik maddelerine aykırı olduğundan dolayı, biz Türkler tarafından sunulan kanun taslağının asla kabul edilmemesi gerektiği düşüncesinin taşımaktayım.
Milli mensubiyetsiz bir sayım işlemi Anayasa’ya aykırıdır. Makedonya anayasasının giriş kısmından başlayarak, çok sayıda maddelerinde milli mensubiyet ibaresi vurgulanmakta, korunmakta ve dikkate alınması zorunluluğu konulmaktadır. Milli mensubiyetlerin korunması, eşitlik ilkesi, ayrımcılığın önlenmesi, bayrakların kullanımı, ana dilde eğitim, dillerin kullanımı, yerel idareler, atamalar, hakça temsil ve buna benzer haklar ve kuralar milli mensubiyetin var oluşu ve oranları, hakların kullanma açısından oranı ve miktarları büyük önemle vurgulanmakta. Yanielde edilecek bir çok hak bu güne kadar milli mensubiyett oranlarına göre elde edilmiştir.
Milli mensubiyet sorusunun Devlet İstatistik Kurumu müdürü için hiçbir anlam ifade etmediğini söylemesi, sayımların başlamadan objektifliğini yitirdiğini ve başlamadan siyasileştirildiği anlamına gelmektedir.
Şu ana kadar birileri tarafından ‘kazanılan haklar’ milli mensubiyet oranından kaynaklanmaktaydı. Biz Türk’lerin bağımsızlıktan sonra yapılan tüm sayımlarda sayımızın gasp edildiği, bilinçli bir şekilde sayımızın az gösterildiği aşıkar olur, bundan dolayı etap etap haklarımızın kaybedilmesine sebep olmuştur. Bundan dolayı kaybedilen haklarımızı geriye iadesi yalnız ve yalnız adil sayımlarda ve MİLLİ Mensubiyetimizin var olan sorusuyla geriye iade edebilir ve gerçek sayımızın tespitini yapabiliriz.
Peki 30 yılın ardından hala neden birileri Milli mensubiyet sorusundan rahatsız olmakta? Bu taslak bir tuzak mı? Yapılacak yeni sayımlarda gerçek sayıların çıkacağından dolayı tüm oyunlar deşifre mi olacak? Bu ve buna benzer oyunlardan sonra bilmeleri gerekir ki artık karşılarında bilinçsiz bir soydaş yok, artık karşılarında birinci ligde oynayan bir Ana devlet bulunmakta bununla birlikte en önemlisi, asla yapılan hırsızlığı tekrarlayamayacaklarını bildiklerinden dolayı böyle bir teklife gidilmekte. Bilmeleri gerekir ki ne zaman yeni bir sayım yaparlar yapsınlar TÜRKLERİN her zaman mevcut sayımızdan iki kat daha fazla artış olduğunu görecekler. Bunu en son belki tarihimizde en güzel kenetlenme ile yaptığımız 2011 nüfus sayımlarında gördük.
Milli mensubiyet sorusu yerine kişinin konuştuğu dil veya anadil sorusuna ağırlık verilmesi büyük bir oyundur, bilinçli bir şekilde büyük bir aldatma ve gerçekleri örtbas etmek için kurulan bir tuzaktır.
2020 yılında yapılması öngörülen nüfus sayımlarından milli ve dini mensubiyet sorusu yer almaması demek, Türkler için bu sayımların başlamadan bitmiş olması anlamına gelmektedir.
Türkler açısından dil mensubiyeti asla milli mensubiyetin üstüne gelemez. Türk milletinin mensubiyet dil mensubiyetin bir parçası sayılmaktadır. Milli mensubiyet değişik motifleri birleştiren bir unsurdur. Asla ve asla dil mensubiyeti MİLLİ mensubiyetine eşit değildir. Bu zamanlara kadar sayımlardan elde ettiğimiz tecrübeler doğrultusunda böyle bir teklifin büyük bir oyun ve aldatma olduğunu aşikârdır. 21. asırda Makedonya’da değişik kişiler, gruplar, bölgeler ve ağızlar farklı diller konuşabilirler fakat asla farklı BİR MİLLİ MENSUBİYETE sahipti değillerdir.
Sunulacak kanun taslağında çok büyük tepki göstermemiz gerekmekte. Tüm Türk kurum ve kuruluşları ortak hareket edip bu hukuksuzluğu asla kabul etmeyeceğimiz bir şekilde ister Makedonya kurumlarına, ister Ana devletimizin kurumlarına, ister Uluslararası kurumlara sunulacak teklifin Anayasaya aykırılığından dolayı tutumumuzu ve tepkimizi iletmemiz gerekmektedir.
Milletimize daha geniş kitlelere ve kurumlara, çok milli bir Makedonya’da yapılacak sayımların yalnız bir istatistik işlemi olmadığı, sayımların değişik milletlerin ve bilhassa Türklerin varlığının bekası olduğunu anlatmamız gerekmekte.
Zamanında bu davaya gönül veren büyüklerimiz nüfus sayımları için kullandıkları şu kelimeler ile sözlerimi bitirmek istiyorum: Bilinmesi lazım ki Makedonya’da adil nüfus sayımı, Makedonya Türkleri için seçimlerden bin katı daha büyük önem arz etmektedir.
- Bu haber 25-11-2018 tarihinde yayınlanmıştır.