Yine Varoluş Meselemiz
Biz Makedonya Türkleri olarak varoluşumuzu ve geleceğimizi teminat altına almak istiyorsak en başta kültüre ve sanata sarılmak zorundayız. Bir toplumu var eden baş etken kültürdür, bu bir formüldür. Sanat dallarında ne kadar daha başarılı olursak, o nispette istikbalimiz garantilenecektir. Makedonya Türklüğü geçmişte çok acı çekti, çok kötü dönemler geçirdi. Varoluşumuzun bedelini çok ağır ödedik. Şimdi ise sanat silahına sarılıp güzelliklerle saldırmalıyız. Tabi ki ekonomik açıdan da güçlenmek gerek, bunu inkar etmiyorum, elbette ekonomik standardımızı da yükseltmeye çalışacağız. Zaten para yoksa, sanat da yoktur. Ancak burada önemli bir nokta var, o da şu ki, mali açıdan güçlü şahıs, odak ve mecraların kültüre ve sanata yatırım yapması son derece önemli. Oysa ne kadar yatırım yapıldığı malum, ne yazık ki şimdilik durum maalesef böyle. Şu anda kıt imkanlarla faaliyet gösteren kültür ve sanat kuruluşlarımız ile bireylerimize sonsuz teşekkür ediyorum, onları Makedonya Türklüğünün ön saflardaki gerçek savunucuları olarak görüyorum. Anavatanımız Türkiye’den ülkemize yapılan yatırımlar hiç de az değil, ancak kültüre ne kadar yer ayrılıyor, buradaki sanatçılara ve kültür kurumlarına yeterince el uzatılıyor mu? Siyasilerimiz kültür politikalarını ihmal ediyor düşüncesindeyim. Resmi kurum ve kuruluşlarımızın başında bulunanları şimdiye kadar sanatımızın gelişmesi için bir şeyler yaptı diyebilir miyiz? Gençleri sanat konusunda eğitmek ve teşvik etmek, pek yaptıkları bir şey değil diye düşünüyorum. Bu yazdıklarımla tüm sanat dallarını kastediyorum, her biri aynı derecede önemsenmeli, hiçbir sanat dalını küçümsememeliyiz. Sanatın gelişimi ile toplumsal varoluşun doğru orantılı olduğunu artık anlayalım ve iyice farkında olalım. Bunun önemini kafamıza yerleştirerek yeni sanatçılar yetiştirelim ve sanat dallarında bir şeyler yapmak için çırpınanlara maddi ve manevi açıdan destek olup yatırım yapalım ki ender bir çiçek olan Makedonya Türklüğünün solmasına izin vermeyelim!
*** *** ***
Atatürk'le başlatılmış olan özümüze dönüş ve Türklüğün yükseliş süreci Ulu Önder'in vefatıyla durdurulmuştur. Kim durdurdu? Elbette ki "bizi çok seven" büyük güçlerin planlarını gerçekleştirmeye koyulan istihbarat servisleri ve onların aramızdaki hain uzantıları. Günümüzde Ulu Kağan Atatürk'ün bu projesi yeniden halkımız arasında kabul görmeye başladı. Yeni nesiller bu Türkçülük sürecini devam ettirerek kutsal bir görev olarak görmeli ve görmeye başladı bile. Başka yerde değilse, bunun böyle olduğunu en azından sosyal medyada fark edebiliyoruz. Türklüğün yükselişi Atatürk'ün bıraktığı yerden devam etmeye başlıyor günümüzde. Tabi ki bunu durdurmak için ellerinden geleni yapacaklar ve yapıyorlar. Ancak halkımızın büyük bölümünün bilinçlenmiş durumda olduğuna ve yılmayacağına inanıyoruz! Türkiye, dolayısıyla tüm Türk dünyası Atatürk'ün ülküsü yolunda sağlam yürüyerek gerçek gücüne ulaşacaktır. Dünyanın birkaç en büyük güçleri arasında yer almak kaderimizdedir! Tarihte her zaman olduğu gibi biz Türkler gelecekte de imkansızı başararak, zorluklardan sıyrılarak dünya çapında söz sahibi bir millet olacağız! Buysa sadece Atatürk'ün Türkçülük ülküsünü takip etmekle mümkün olacaktır! Türklük, Türkçülük büyüyecek, yükselecek ve güçlü olacaktır! Evet, iddiada bulunuyorum ve dünya üzerinde buna tüm varlığıyla inanan Türklerin sayısı asla küçümsenmeyecek kadar fazla!
*** *** ***
Milletleri millet yapan öğelerden en önemlisi onun tarihidir. Bizim tarihimizin en büyük kısmı zaferlerle süslüdür. Bugünkü dünyamızda ve özellikle Türkiye etrafında ve de Balkanlarda yürütülen yoğun psikolojik savaşlardan elde edeceğimiz yeni zaferler geleceğimizin gökyüzünde yeni parlak yıldızlar olarak nur saçacaktır! Dünya tarihinin baş galibi Türklerdir. Bunun bilincinde olmamız şartıyla, istikbalimize kasteden dıştaki düşmanlar ve özellikle içimizdeki hainler bizleri bir daha yeniden tanımış olacaktır! Varoluşumuza tahammül edemeyenlerin sayısı çok da çok! Bu gerçekle yaşamak kaderimizdedir! Buna rağmen, eni-sonunda, damarlarımızdaki akan asil kan yolumuzdan caymaya ve pes etmeye asla izin vermeyecektir! Azim gösterme vasfımıza ve milli kudretimize dayanarak en büyük zoru bile bertaraf etmek elimizdedir.
*** *** ***
Bugün biz Makedonya'da yaşayan Türkler olarak nüfusun tahminen 5%'ini oluşturduğumuza rağmen, azınlık psikolojisinden kurtulmalıyız. Çünkü biz 250 milyonluk bir milletin parçasıyız. Dünya tarihinde en çok devlet kuran milletin torunlarıyız. Belki rakamların diliyle Makedonya'da nüfusun 5%'i Türk, ancak bizi ikinci veya üçüncü sınıf vatandaş olarak görenlere gücümüzle, enerjimizle yanıldıklarını gösterip kanıtlamalıyız! Hatta daha da ileriye giderek bizi tamamen yok saymaya yeltenenlerin, bize yakınlık gösteren dürüst Makedon ve Arnavutlar tarafından engelleneceklerini bekleyebiliriz. Biz Türkler Makedonya'da asla azınlık değiliz!
(Bu yazılar demetim 2018 Facebook yazılarımdan alınmıştır).
- Bu haber 10-12-2018 tarihinde yayınlanmıştır.