Bir Sevindik, Bir Üzüldük
1. Beşiktaş’ın imzası
Şampiyonlar ligi tüm hızıyla devam ediyor. Maçlar çok heyecanlı ve zevkli geçiyor. Bol pozisyonlu ve golcülerin performansı seyirciyi yerinde oturtmuyor. Böyle olunca ilgi de yüksek.
Türk temsilcisi bu duruma ayak uydurduğunu rahatça söyleyebilirim. Maçları, çekişmeli ve atak futbol ile taraftarı hiç oturtturmadı. Oynadığı hücum futbol, bol gol pozisyonlarına yol açtı. Atak oyun, defansta açık da veriyor ama işte bu futbolun güzelliği.
Beşiktaş’ın Avrupa’da gösterdiği performans herkesi memnun ediyor. Avrupa takımlarına kafa tutması iyi oluyor. Birkaç eksik var ama böylesi de iyi.
Güzel gidişatın meyvelerini de topluyor bir bir. Grup maçlarında yenilgi yüzü görmeyen Kara-kartal, Türk futbolunda bir ilke imza attı. İlk 5 maçında 3 galibiyet ve 2 beraberlik alan Türk takımı, bu başarıyı yakalayan ilk Türk takımı oldu ve tarihe geçti.
Demek oluyormuş. İsteyince başarı kapısı açılabilirmiş. Başarının sırı sadece para değil, oynamak da gerek. Performansı yükseltmek, başarı arzusu tavan yapmalı. Bunları yaptıktan sonra, rahat da oynarsın, istediğin sonuçları da alırsın. Taraftarda ise taht kurarsın.
Tarih yazan Türk takımından devamını bekliyoruz. Grubu lider tamamladı ama maç kaybetmeden de bitirirse bu çok daha güzel olacak. Son maçta da bildiğimiz performansı sahaya sürerek çeyrek final ve en iyi 4 takımın içinde yer alamsı en büyük hayalimiz. Neden olmasın?
2. Cep herkülüne veda
Kısa boyuna rağmen dünyayı kaldıran bir Türk halterci artık aramızda değil. Kendisi küçük ama yüreği büyük olan Naim Süleymanoğlu Hakk’ın rahmetine kavuştuğu şu günlerde tüm dünyayı yasağa boğdu.
Gelmiş-geçmiş en iyi halterci olan Naim, kendisine ait rekorları şimdiye kadar kimse geçemedi. Geçeceğini de sanmıyorum. Çünkü bu sporcuda halter ruhu daha çocuk iken vardı. Genç halter şampiyonalarına katılıp geleceğin haltercisi olacağına sinyal verdi.
Olimpiyat, Dünya ve Avrupa şampiyonu olan büyük kalpli çocuk, Türk bayrağını her zaman en yüksekte dalgalandırıyor, birincilik podyumunu kimseye kaptırmıyor. Türk sporu işte böyle bir adamı kaybetti. Boyu küçük ama kalbi çok büyük birini. Türkiye’de doğmamış ama Türk bayrağına аşık olan birini son kez selamladı.
Türk bayrağına sevdasında Sayın Turgut Özal’ın katkısı çok büyük. Bir milyon dolar Bulgaristan’a ödeyip Naim’e Türkiye kapısını açtı. Film sahnelerini aratmayacak bir hareketle Türk sancağının altına girdi. Girmesi de çok iyi oldu. Özal’ın bu harekete hepimiz saygıyla eğilmemiz lazım. Bu değerli insanları Türk sporuna kazandırdığı için.
Ruhun Şad Olsun, hey Dünya Rekorтmeni...
- Bu haber 27-11-2017 tarihinde yayınlanmıştır.