Köprü Güçlendiriliyor
Alanım spor olduğu için spordaki köprülerle de ilgileniyorum. Makedon ve Türk sporu arasındaki köprü gün geçtikçe güçlendiriliyor. Ama bu köprünün sağlam olması için ne mühendislere, ne de mimarlara ihtiyaç var. İnşaasında futbolcular, basketbolcular, henbolcular, teknik direktörler görev alıyor.
Bu köprünün inşaası Makedonya Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ilan ettiğinde başladı. Sağlam zemin üstüne inşa edilmesi için her iki taraf var gücüyle çalışıyor. Her yeni sezonda yeni bir taş ekleniyor. Bu güçlendirme her spor alanında mevcut.
Makedon-Türk spor köprüsünün inşaasına katılanlardan bazıları basketbolcu Petar Naumovski, teknik direktör Gyore Jovanovski ve hendbolcu Yeliz Özel’dir. Listeye son eklenen ise genç sporcumuz Cedi Osman. Ohri doğumlu genç yıldız basketbolcu, daha küçük yaştan bu spora ilgi gösterip bu yola baş koymuş. Hedeflerine birer birer ulaşan genç oyuncu, NBA kapılarına kadar ulaşmış biri.
Benim de payım olsun diyen başka bir sporcumuz Muarem Muarem. Daha öncesinde de Türk futboluna katkı sağlamak için Türk stadlarında top koşturan milli oyuncu, bu kez Es-es takımı hedeflerine ulaşmak için yardımcı olacak.
Liste bu sezon bayağı kabarık. Sedat Berişa, yeşil Bursa’nın yeni futbolcusu. Anadolunun ikinci şampiyonu olan Bursaspor, bu ünvanı yine elde etmek için kadrosuna Makedon milli takımı oyuncusuyla el şıkıştı. Köprü güçlü olduğunu Sedat da şu sözlerle ifade etti: ‘burada hiç sıkıntı çekmeyeceğim’.
Fakat bu köprünün güçlenmesinde sadece sporculara ya da siyasilere iş düşmüyor. Elbet ki biz halk da elini taşın altında koymalı. Benim de bir katkım olsun diye koşarak köprü yolunu tutmalı. Bu nasıl olacak diyenler olabilir. Cevabı basit. Önce herkes dersini öğrenecek ondan sonra da yardımını sunacak.
Son yıllarda Türk turistler küçük ülkemize akın ediyor. Ama ya tatile bir bilgi almadan geliyor ya da tarih derslerini kıvırdı. Makedonya’ya gelen her ikinci Türk turist, biz Makedon Türklerine şaşkınlıkla bakıyor. “Yoksa siz Türk müsünüz?” ya da “Sen Türkçe’yi nerede öğrendin?”.
Ya kardeşim, sen Türklerin dünyanın her bir köşesinde yaşadığını bilmiyor musun? Artı Osmanlılar, Balkan savaşlarından sonra bu topraklardan göç etmiş ama yine burada torunlarını bırakmış. Hadi tarih dersi okumadın, geçen seneye kadar ‘Elveda Rumeli’ dizisi yayındaydı, onu hiç izlemedin mı? Dedelerim ne zorluklarla bu devleti kurdu diye hiç merak etmedin mi? Bir diğeri ise “Sizin dilinize göre şunun anlamı nedir?” Ya kardeşim, senin kadar ben de Türk’üm. Ne senin dilin benim dilim diye anlatıyorsun?
Bu yüzden bütün yükü sadece birilerine yüklememeliyiz. Köprü yıkılmasın diye herkesin bir yardımı dokunacak. Temeller sağlam ise köprüyü ne seller, ne de fırtına bozabilir. Ama az önceki soruları her üçüncü kişi sorarsa, inanın bu köprüye nekadar demir ve beton koyarsak koyalım istersek, en ünlü mühendisleri getirelim küçük bir rüzgar estiğinde köprü yok olacak.
- Bu haber 29-06-2015 tarihinde yayınlanmıştır.